ABD bunu hep yapıyor
ABD bunu hep yapıyor
30 Aralık 2016
TÜRKİYE ile ABD arasında iki konuda tartışma sürüyor.
Birincisi, PKK’ya ve YPG’ye yapılan silah yardımı...
İkincisi, PYD-YPG’nin PKK’nın Suriye’deki kolu olduğu...
ABD ikisini de ısrarla reddediyor...
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği yazılı bir açıklama yaparak, “ABD hükümeti YPG veya PKK’ya silah veya patlayıcı sağlamamıştır, nokta” demişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da aynı üslupla yanıt verdi, “ABD, YPG’ye silah vermiştir, nokta”.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da dün TÜBİTAK ödülleri töreninde, ABD başta olmak üzere kimi ülkelerin çeşitli bahanelerle bölgede masumları katleden terör örgütlerine destek verdiğini, silah yardımı yaptığını söyledi. Bir gün önce de Türkiye’nin elinde bunu kanıtlayan belgeler ve görüntüler olduğunu söylemişti...
PKK-PYD-YPG AYNIDIR
ABD’nin ısrarla reddettiği ikinci konu, PKK ile PYD-YPG’nin aynı terör örgütü olduğu konusu. PKK’nın ve PYD’nin kendi belgelerinde, tüzüklerinde, sözleşmelerinde açıkça kabul ettikleri halde, ABD bu örgütlerin KCK çatışı altında çalışan örgütler olduğunu inkâr ediyor. PYD-YPG’yi PKK’nın Suriye’deki kolu olduğunu kabul etmiyor.
Önceki gün “Ölüler yalan söylemez” başlıklı yazımda, Mensur Akgün Hoca’nın dikkat çektiği gibi, NATO Teröre Karşı Savunma Mükemmelliyet Merkezi’nin, Terörizme Karşı Savunma dergisinin son sayısında yer alan araştırmayı konu etmiştim. Bu araştırmada PKK’nın web sitesindeki ölüm ilanlarından yola çıkarak Suriye’de ölen YPG’lilerin çoğunluğunun Türkiye’den gittiği ve PKK’lı oldukları gösteriliyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün, araştırmanın “Ölüler yalan söylemez” başlığına dikkat çekerek, bu araştırmaya değindi ve rakam verdi. Erdoğan, Suriye’deki çatışmalarda ölenlerle ilgili olarak, “Terör örgütünün kendi internet sitesinde çatışmada öldüklerini ilan ettiği 2096 teröristin aslında PKK’lı olduğu bazı araştırmalarda ortaya çıkıyor” dedi.
ABD’nin inkârı, bu ve benzeri birçok kanıt karşısında boşa çıkıyor.
ÇEKİÇ GÜÇ HATAYDI
ABD bunu hep yapıyor...
Birinci Körfez Savaşı (1991) ve sonrasında da Çekiç Güç olarak İncirlik’te konuşlanan ABD, Kuzey Irak’ta PKK’ya yardım ediyordu.
Çekiç Güç’ün görev yaptığı uzun yıllar boyunca PKK, Kandil’e ve Kuzey Irak’a yerleşti ve bu yardımlarla siyasi ve silahlı gücünü pekiştirdi. Oradan Türkiye’ye sızarak terör eylemlerini sürdürdü.
ABD’nin, dağlarda sıkışan PKK’lılara helikopterle yardım attığı, dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş tarafından bizzat açıklanmış ve bu uçakların vurulması emrini vermişti. (Fikret Bilâ, Komutanlar Cephesi, Genişletilmiş 6. Baskı, Doğan Kitap, 2010, s. 58 vd.)
Çekiç Güç döneminde bu faaliyetler ve Türkiye aleyhine gelişen koşullar karşısında Doğan Güreş gibi eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da “Çekiç Güç büyük hataydı” demişti.
KUZEY SURİYE DE AYNI
ABD, 1991 Birinci Körfez Savaşı ile 2003 Irak işgali sonrasında izlediği PKK’ya destek politikasını, bugün Suriye’de de izliyor. Suriye’de içsavaşın başlamasından sonra PKK’nın Suriye kolu olan PYD-YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde hâkimiyet kurmasına yardımcı oldu. YPG’yi, kendisinin kara gücü olarak gören ABD, tıpkı ‘Kuzey Irak’ gibi bir ‘Kuzey Suriye’ yaratmış durumda. Kuzey Irak’tan farklı olarak Suriye’de Kürt gruplara, DAEŞ’le mücadele için (Suriye Demokratik Güçleri adı altında YPG’ye) silah yardımı yaptıklarını ve yapacaklarını açıktan söylemişlerdi.
Bu durum ABD başkanlık seçimi kampanyasında bile dile getirildi. Obamayönetimi tarafından da açıklandı.
Şimdi bunu inkâr etmeye çalışması, garip bir durum yaratıyor.
STRATEJİK KARAR
ABD’nin bu tutumunun 64 yıllık müttefiklik ilişkisine uygun olmadığını söylemeye bile gerek yok. Türkiye’yi parçalamaya çalışan terör örgütlerini tercih etmesi ve onları müttefik olarak görmesi, NATO’nun bünyesine aykırıdır.
Burada sorgulanması gereken, ABD’nin bir stratejik karar verip vermediğidir. Destek olduğu PKK-PYD, KCK çatışı altında, PJAK ve PÇDK ile birlikte Türkiye, Irak, Suriye ve İran’dan koparılacak dört parça üzerinde Birleşik Büyük KürdistanDevleti’ni kurmak gibi bir stratejik hedefe sahiptir.
Eğer ABD’nin de stratejik kararı bu yöndeyse, Türkiye ile gerçek bir müttefiklik ilişkisinden söz edilemez.
ABD’nin, Türkiye’ye izah etmesi gereken konu budur.
Комментарии
Отправить комментарий