(106) Facebook

(106) Facebook:

'via Blog this'hüsnü
İstiklal Mahkemelerinde Binlerce İnsan İdam Edildi


A- A A+
İstiklal Mahkemelerinde Binlerce İnsan İdam Edildi
İstiklal Mahkemeleri’yle ilgili gerçeklerin anlatılamayışının altında beyin yıkamaya dönük bir gayretkeşlikle yazılan ders kitaplarındaki sakat mantık yatmaktadır. Artık bu kitaplardaki bilgileri tashih etmenin zamanı gelmedi mi?

Tarihi, özellikle de yakın tarihi tartışmaya açıyorsanız başınız belaya girmiş demektir. Kimi dost görünenlerin bıyıkaltı homurdanmalarına, ‘Keşke bu konulara hiç girmese, yazık olacak’ repliklerine, belediyelerdeki programlarınızın iptaline, ‘belli yerlerden’ bilgi alamamaya vs. razısınız da, fazlası var: Uyarılar, hakaretler, hatta açık veya örtük tehditlere de hazır olmalısınız.

Bu da gösteriyor ki, Türkiye’de yakın tarih henüz ‘tarih’ olmamış, mazinin o engin ummanına karışmamıştır. Hala canlı bir hesaplaşma konusudur ve yaptıklarınız bir yerlerde mimlenmektedir.

Ancak hedefinizi “hakkı tutup kaldırmak” olarak koymuşsanız bunlar sizi yıldıramaz. Allah’ın verdiği nefes miktarınca görevinizi yapmak zorundasınız. Öyleyse sorgulamaya devam…

Standart tarih kitaplarına bakarsanız İstiklal Mahkemeleri’nin rejim düşmanlarına, bu arada “irtica” taraftarlarına hak ettikleri cezayı vermek üzere kurulduğunu yazar. İşte onlardan birinde, üstelik ilk resmi Cumhuriyet Tarihi ders kitabında İzmir suikastı vesilesiyle temizlenenlerden şu parti propagandasını andıran üslupla bahsedilmesi dikkate değer:
“Bu sefillerin ve cürüm (suç) ortaklarının kanında Türklük cevherinden eser bulunmadığına şüphe yoktur. Bunlar hiçbir milletin varlığında barındırmağa razı olamayacağı kadar soysuzlardır.”

Yanlış okumadınız, bunlar bir ders kitabında yazılı. Aynı haşin ve hesaplaşmacı üslubun günümüze dek gelmiş olmasına şaşırmıyoruz. Neden mi? Bu üslubu fena halde ‘içselleştirdik’ de ondan.

Bakın aynı kitapta lise öğrencilerine nasıl anlatılmış İstiklal Mahkemeleri:

“İstiklal Mahkemeleri (…) adalet müesseseleridir. Bu mahkemelerin Cumhuriyet devrinde irtica ve ihanet hareketlerinin önüne geçmekte hayırlı faaliyetleri görülmüştür.”



“Tarih IV” başlıklı ders kitabı İstiklal Mahkemeleri’nin 1927 yılında kaldırılmasını da hükümetin “tarihte az görülmüş demokratik faziletlerinden” biri saymaktadır ki, pes artık dedirtiyor insana! Oysa külliyen yalan. Gerçi mahkemeler 1927’de faaliyetini durdurdu ama gücünü aldığı Takrir-i Sükun Kanunu tekrar ihtiyaç duyulabilir diye yürürlükte bırakıldı. Dahası, İstiklal Mahkemeleri Kanunu çok partili hayata geçilmesine rağmen yürürlükten kalkmamıştı. Kalkması 1949’u bulacaktır.

İstiklal Mahkemeleri’yle ilgili gerçeklerin anlatılamayışının altında beyin yıkamaya dönük bir gayretkeşlikle yazılan ders kitaplarındaki sakat mantık yatmaktadır. (Burada “İstiklal Mahkemeleri” derken Cumhuriyet’ten sonra kurulanları, özellikle 1925-27 döneminde faaliyet gösteren Şark ve Ankara İstiklal Mahkemeleri’ni kastettiğimizi belirtmekte fayda var.)
birbirimizi



“Birbirimizi yiyeceğiz”

İstiklal Mahkemeleri’nin adalet dağıtmak gibi bir hedefleri yoktu. Yeni rejimin oturtulmasının önündeki engelleri bertaraf etmek, bunun için de bir sindirme fırtınası estirmek gerekiyordu. Kuruluşunda, 1793-94’te Fransa’daki Terör Dönemi’nin sık sık hatırlatılması anlamlıdır. 1917 sonlarında Bolşevik Rusya’da kurulan Çeka yapılanmasıyla da paralellik kurulabilir. Asıl maksat, yeni rejime itaati temin edecek ve kimsenin sesini çıkaramayacağı tek sesli bir Türkiye oluşturmaktı.

Nitekim Halide Edip Adıvar’ın Mustafa Kemal Paşa’ya Afyon’da zaferden sonra ne yapacağını sorduğunda “Birbirimizi yiyeceğiz.” cevabını almıştı. Halide Edib’in “Niçin?” sorusu ise “Ya bana karşı çıkmış adamlar?” şeklinde karşılık bulmuştur. Karşı çıkmış adamlarla bir hesaplaşma kaçınılmazdı. Nitekim Gazi Paşa’nın İsmail Habib Sevük’e söylediği “Kız gibi bir Meclis istiyorum.” sözü de hedefin ne olduğunu açıkça gösteriyor.

Kaldı ki, Cumhuriyet’ten önceki İstiklal Mahkemeleri’ni denetleyecek bir Meclis vardı ve sıkı bir şekilde bu görevini yerine getiriyordu, oysa yeni dönemde Meclis’in de denetimi dışında, emirleri doğrudan doğruya Gazi Paşa’dan alan bir mahkeme ve üyeleri söz konusuydu. Kimsenin hesap soramadığı, yetkileri neredeyse sonsuz, temyizi olmayan bir terör mahkemesiydi bu.

Sürece veya kararlara müdahale eden başbakan bile olsa mahkeme tutuklayabiliyordu. Nitekim Başvekil İsmet Paşa, tutuklu arkadaşı Kazım Karabekir’i polise baskı yaparak serbest bıraktırınca mahkemenin kendisini de tutuklamaya kalktığını ve ancak Reisicumhur’un araya girmesiyle bağışlandığını hatırlamak gerek. Keza Adana Valisi Hilmi Uran da iki sanığı ödeneği olmadığı gerekçesiyle Ankara’ya gönderemediği için tutuklanmak istemişti.

Tek bir otoriteden emir alarak hareket eden mahkemede korkunç adli hataların yaşanması kaçınılmazdı. Bunlardan birisini bize, “Atatürk’ün silah arkadaşı” diye bilinen Ali Fuat (Cebesoy) Paşa “Siyasi Hatıralar”ının 2. cildinin 217. sayfasından itibaren dehşet içinde anlatır.


İtiraza idam cezası

Cebesoy, Atatürk’e suikast davasında idamla yargılananlardan biriydi. İdamlıklar ayrıldıktan sonra İzmir’de bir ambara tıkılmıştır İstiklal Savaşı’nın anlı şanlı generalleri. “Herkeste bir şaşkınlık hali vardı.” diyor ve devam ediyor Cebesoy:
“Hepimiz perişan olmuş bir ruh hali içinde idik. Omuzlarımız adeta çökmüştü. Ağzımızı bıçak açmıyordu. Büyük bir felaketten kurtulabildiğimize inanamıyorduk. Bir aydan beri paşa rütbesine yükselmiş şerefli birer asker oluşumuz, teşrii masuniyetimiz (dokunulmazlığımız), mazideki hizmetlerimiz, şahsiyetimiz, hepsi hepsi unutulmuştu. Şerefsiz, adi, hakir bir mevkie düşürülmek isteniyorduk.”

Mahkemede adaletin a’sının dahi olmadığını belgeleyen çarpıcı bir olaya da tanık olmuştur Cebesoy. Milli Mücadele’nin kahramanlarından İsmail Canbulat ile Halis Turgut, kendilerine verilen 10’ar yıl sürgün cezasına itiraz etmeye kalkmışlar. Cebesoy fazla kurcalamamalarını söylemiş. “Hakkımızı arayacağız!” demişler. “Töhmet altında yaşayamayız.” Biraz sonra mübaşir çağırır kendilerini savunmaları için. “Hışım gibi kapıya doğru atıldılar.” der Cebesoy. Ertesi sabah merakla iki kader arkadaşını aramaktadır gözleri. Kendisi o iç yakıcı sahneyi şöyle anlatır:

“Buz gibi bir şey başımdan aşağı dökülmüştü. 10 sene sürgün cezasının ağırlığına tahammül edemeyen ve bunun için tekrar mahkemenin huzuruna çıkan bu iki arkadaşa verilen yeni ceza korkunçtu: İdam.”

60 yıl kadar önce yayımlanan kitabında M. Philips Price, “Türkiye’nin hizaya getirilmesi için bir süre bir diktatöre ihtiyacı olduğu iddia edilebilirdi. Fakat Türkiye tarihinin bir dönemini kirleten bu gibi şahsi intikam fiillerine ihtiyacı yoktu.” diye yazıyor ki, İstiklal Mahkemeleri’nin bir intikam aracı olarak kullanıldığına berrak bir ışık tutmuş oluyor.

Artık ders kitaplarındaki küfleri temizlemenin zamanı gelmedi mi?

Mustafa Armağan
Kaynak : Risale Ajans
YAZARLAR
<<
>>

    Sağlıklı Çocuk için Uygun Formül, Sağlam İman Sağlıklı Çocuk için Uygun Formül, Sağlam İman Dr. Vehbi Karakaş
    O halde düşünelim! OHAL’DEN kimler korkar? O halde düşünelim! OHAL’DEN kimler korkar? A.Raif Öztürk
    Sınırsız Oyum, Reisimiz Erdoğan ve Ekibine Sınırsız Oyum, Reisimiz Erdoğan ve Ekibine Eyüp Ekmekçi
    Fetö’cü Olmayan, ‘Fetö Mağdurları Ordusu’ hakkında Fetö’cü Olmayan, ‘Fetö Mağdurları Ordusu’ hakkında A.Raif Öztürk
    Ağlayan Kalbin Göz Yaşları Ağlayan Kalbin Göz Yaşları Dr. Vehbi Karakaş
    Bunların hepsi aynı! diyen Cahil hakkında! Bunların hepsi aynı! diyen Cahil hakkında! A.Raif Öztürk
    Bu da Geçer Be Gülüm.. Bu da Geçer Be Gülüm.. Burcu Ercivan
    Namaz Kılmayan Başörtülü Kız Namaz Kılmayan Başörtülü Kız Dr. Vehbi Karakaş
    Kanayan Kudüs, Filistin, Ortadoğu ve Türkiye’nin Akıbeti Kanayan Kudüs, Filistin, Ortadoğu ve Türkiye’nin Akıbeti A.Raif Öztürk
    Gözde ol ama hangi Gözde ol ama hangi "göz"de? Abdurreşid Şahin
    Ramazan Ayı, Peygamberimizin Açıklamaları Ramazan Ayı, Peygamberimizin Açıklamaları Dr. Vehbi Karakaş
    İsrail Ne Zaman Yıkılır? İsrail Ne Zaman Yıkılır? Gülbari Kantar
    Diyanet İşleri Başkanlığının, FETÖ açıklaması Diyanet İşleri Başkanlığının, FETÖ açıklaması A.Raif Öztürk
    İmanla Küfrün Ezeli Mücadelesinde Ortadoğu Serüveni İmanla Küfrün Ezeli Mücadelesinde Ortadoğu Serüveni Eyüp Ekmekçi
    Riskli bir çevrede sağlıklı çocuk yetiştirmek Riskli bir çevrede sağlıklı çocuk yetiştirmek Dr. Vehbi Karakaş
    Her şeyi gösteren Gözlük Her şeyi gösteren Gözlük A.Raif Öztürk
    Ramazan Öyle Bir Aydır ki Ramazan Öyle Bir Aydır ki Said Kılıç
    Son Hizb-ül Kur'an Son Hizb-ül Kur'an Eyüp Ekmekçi
    ABD, AB, FETÖ, İP, PKK, HDP, CHP, SP vd. İttifakı!... ABD, AB, FETÖ, İP, PKK, HDP, CHP, SP vd. İttifakı!... A.Raif Öztürk
    Hoş geldin Sultanım! Hoş geldin Sultanım! Fatma Zehra Korkmaz
    Sağlıklı Çocuk için Uygun Formül, Sağlam İman Sağlıklı Çocuk için Uygun Formül, Sağlam İman Dr. Vehbi Karakaş
    O halde düşünelim! OHAL’DEN kimler korkar? O halde düşünelim! OHAL’DEN kimler korkar? A.Raif Öztürk
    Sınırsız Oyum, Reisimiz Erdoğan ve Ekibine Sınırsız Oyum, Reisimiz Erdoğan ve Ekibine Eyüp Ekmekçi
    Fetö’cü Olmayan, ‘Fetö Mağdurları Ordusu’ hakkında Fetö’cü Olmayan, ‘Fetö Mağdurları Ordusu’ hakkında A.Raif Öztürk 

envar

RİSALE
GÜNCEL HABERLER
Haleb’i 98 Yıl Önce Nasıl Terk Etmiştik? Gündem
Haleb’i 98 Yıl Önce Nasıl Terk Etmiştik?

Yakın tarihin neden sisler içinde kaldığını merak ediyorsanız şimdiye kadar okuduğunuz tarih kitaplarına bi...
Ayasofya Vakfiyesindeki Bedduanın Muhatabı Kim? Gündem
Ayasofya Vakfiyesindeki Bedduanın Muhatabı Kim?

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ün "Fatih'in Ayasofya Vakfiyesindeki Bedduanın Muhatabı Kim?" isimli yazısı şöyle ...
Tahkiki İman Etmek Ne Demektir? İslam
Tahkiki İman Etmek Ne Demektir?

Tahkiki iman: Bu iman sahipleri, her bir mahlukun üzerindeki ilahi sikke ve damgaları görür. Onda tecelli e...
Ayasofya'nın İbadete Açılması Belaları Def Eder Nur Alemi
Ayasofya'nın İbadete Açılması Belaları Def Eder

Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin talebesi Abdullah Yeğin Ağabey, geçtiğimiz yıllarda Risale-i Nur’da da...
Kur'an'da Bir Mucize ; Ebu Leheb'in Kafir Olarak Ölmesi İslam
Kur'an'da Bir Mucize ; Ebu Leheb'in Kafir Olarak Ölmesi

“Ebu Leheb’in elleri kurusun, kurudu da… Ne malı ne de kazandığı ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşe gir...

Комментарии

Популярные сообщения из этого блога

Глава четвертая Служба пограничных нарядов

Наставление по охране государственной границы (пограничный наряд)

Глава вторая Основы охраны государственной границы пограничными нарядами