Madımak olayları (Qətliam)
Giriş Tarihi: 2.7.2017 15:46
Güncelleme Tarihi: 2.7.2017 15:53
Sivas'ta yaşanan Madımak provokasyonunun üzerinden 24 yıl geçti. Olayların yıl dönümünde Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın, Madımak provokasyonu A Haber canlı yayınında değerlendirdi. Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın "Burada en çok mağdur olan Sivas halkı oldu" dedi.
2 Temmuz 1993'te Sivas'taki Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri'ne gelenlerin konakladığı Madımak Oteli'nin toplumu kutuplaştırmak üzere provokatif biçimde karanlık eller tarafından ateşe verilmesi sonucu hayatını kaybeden 33 aydın ve 2 otel görevlisi, katliamın 24'üncü yıl dönümünde anıldı.
VALİLİK ÖNÜNDE ANMA
İlk anma programı Valilik koordinesinde gerçekleştirildi. Valilik öncülüğündeki kuruluşların anma programının ardından, yurt içi ve dışından gelen on bin kişi eski Madımak Oteli, bugünkü İl Özel İdare Bilim ve Kültür Merkezi'nin önüne kadar yürüdü. Yaklaşık 3 bin polisin görev yaptığı anma etkinlikleri süresince polis helikopteri kent merkezi üzerinde uçuş yaptı.
Sivas'ta anma töreni düzenlendi!
"ÖZEL HARP DAİRESİ OPERASYONUDUR"
Sabah.com.tr'ye konuyla ilgili tespitlerini aktaran Av. Cüneyt Toraman Madımak olaylarıyla yapılmak isteneni ve operasyonun arkasındaki ellere ilişkin görüşlerini şu şekilde açıkladı;
"OPERASYON BAŞARIYA ULAŞTI"
Bugün, Madımak katliamının yirmi beşinci yıl dönümü. Aynı zamanda toplumda derin izler bırakan, toplum arasında ayrışmanın tohumlarınım atıldığı büyük bir operasyonun da yıldönümü. Sivas katliamını, bu katliamdan sadece üç gün sonra gerçekleştirilen Başbağlar katliamıyla birlikte okumak gerekir. Sivas katliamı madalyonun bir yüzü ise Başbağlar katliamı da diğer yüzüdür. Bu vahim olayın üzerinden yirmi beş yıl geçmesine rağmen hala asabiyet kodları üzerinden saf tutulması, bu katliamın amacına ulaştığını gösteriyor.
"ALEVİ SÜNNİ, LAİK - ANTİ LAİK ÇATIŞMASI HEDEFLENDİ"
Sivas katliamının nedenlerini, bu olayın vuku bulduğu dönemin özel koşullarında aramak gerekir. 1990'lı yıllar Türkiye'nin karanlık yıllarıdır. Komünizmin çöktüğü, soğuk savaş döneminin sona erdiği, komünizm tehdidinin yerine İslam'ın ikame edildiği yeni dönemin başlangıcıdır. Doksanlı yıllar, faili meçhul cinayetlerin zirve yaptığı yıllardır. Bu dönemde, resmi kayıtlara göre 1.700 gayrı resmi kayıtlara göre ise 17.000'den fazla kişi kaybolmuş, öldürülmüştür. Sivas katliamını öncesinde ve sonrasında gerçekleşen olaylarla birlikte okumak gerekir. 1990'lı yılların başından itibaren, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu cinayetleri, ardından Sivas katliamı ve Başbağlar katliamı, 1980 öncesindeki sağ-sol çatışmasının yerine alevi-sünni, laik-anti-laik çatışması başlatmaya yöneliktir.
Madımak dosyası yeniden açılır mı?
HAZIRLIK İÇİN BAŞKA OLAYLAR GERÇEKLEŞTİRİLDİ
2 Temmuz öncesinde yaşanan bazı olaylar, Sivas'ta karışıklık çıkarmak için hazırlık yapıldığının işaretlerini vermektedir. Daha önce Banaz köyünde kutlanan şenliklerin 1993 yılında il merkezine alınması, komando taburunun şehir dışına gönderilmesi, sol örgütlerin şenliklere davet edilmesi, bunlardan bir kaçıdır.
LİSTELER HAZIRDI. ORADA OLMAYANLAR BİLE GÖZALTINA ALINDI
Yangında çok sayıda kişinin öldüğünün ortaya çıkması üzerine, hükümet Sivas emniyet müdürlüğüne baskı yapmaya başlamış, Sivas emniyet müdürlüğü de, protestoya katılanları araştırmaya başlamıştır. Ali Baba mahallesine tahta konularak, bu tahtaya isimler yazılmış, Cumhuriyet gazetesinde, Aydınlık gazetesinde isim listeleri yayınlanmaya başlamış, bu isimler gözaltına alınmıştır. Bu isimlerin birçoğu olay günü Sivas'ta olmadığı Sivas'ta olanlardan da protesto yürüyüşüne katılmadığı halde, sivas davasının sanıkları haline gelmiştir. TBMM Sivas olaylarını araştırmak amacıyla komisyon kurmuş, geniş kapsamlı bir araştırma raporu hazırlamıştır. Bu rapor, Sivas olaylarının nasıl başladığını nasıl geliştiğini ve nasıl sonuçlandığını kapsamlı olarak ortaya koymaktadır.
ÖZEL HARP DAİRESİ OPERASYONU
Sivas katliamı, toplumun iki kesimini birbirine düşürmek amacıyla yapılmış bir operasyondur. Sivas katliamının gerçek faillerinin ortaya çıkmaması için "olaya fail" bulunmuş, Başbağlar katliamında ise tetikçileri kimlerin azmettirdiğinin ortaya çıkmaması için sanıklar/tetikçiler serbest bırakılmıştır. Sivas katliamı da Başbağlar katliamı da özel harp dairesi operasyonudur. Olay günü, Sivas'ta olmayanlar dahi bu davanın sanığı haline getirilmiştir. Olay günü, ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyen insanlar, "anayasal düzeni ortadan kaldırma" iddiasıyla yargılanmışlar, mahkum edilmişlerdir. Aziz Nesin kamunun temsilcisi (vali) gibi nitelendirilmiş, madımak oteli de valilik binası gibi değerlendirilmiştir. 2008 yılında Ergenekon soruşturması sırasında "Kıskaç" isimli gizli tanık, Sivas katliamının da Başbağlar katliamının da ÖHP Dairesi operasyonu olduğunu, Sivas'a gönderildiklerini otelin önündeki kalabalığı tahrik ettikten sonra (Başbağlar katliamı için) Başbağlar kırsalına doğru yola çıktıklarını dile getirdiği halde, bu itirafların üzerine gidilmemiştir. Bu gizli tanığın itiraflarında dille getirilen illegal yapının, 15 Temmuz'da da görev yapmış olması muhtemeldir. Bilindiği üzere, NATO ülkelerinde kurulan Gladio benzeri yapılar komünizmin çöküşünden itibaren tasfiye edildiği halde, Türkiye'de böyle bir tasfiye süreci yaşanmamıştır. FETÖ'nün devlet içindeki örgütlenmesi ve Amerika'ya sadakati dikkate alındığında, bu yapının FETÖ'nün kontrolünde olması kuvvetle muhtemeldir. Hükümetin bir yasa çıkararak, bu yapıda görev alanların ellerindeki bilgi ve belgelerle müracaat etmesini (deşifre olmasını), bu yapının kullanımına tahsis edilen silahları iade etmesini istemelidir.
Madımak'ın üzerinden 24 yıl geçti!
VALİLİK ÖNÜNDE ANMA
İlk anma programı Valilik koordinesinde gerçekleştirildi. Valilik öncülüğündeki kuruluşların anma programının ardından, yurt içi ve dışından gelen on bin kişi eski Madımak Oteli, bugünkü İl Özel İdare Bilim ve Kültür Merkezi'nin önüne kadar yürüdü. Yaklaşık 3 bin polisin görev yaptığı anma etkinlikleri süresince polis helikopteri kent merkezi üzerinde uçuş yaptı.
Sivas'ta anma töreni düzenlendi!
"ÖZEL HARP DAİRESİ OPERASYONUDUR"
Sabah.com.tr'ye konuyla ilgili tespitlerini aktaran Av. Cüneyt Toraman Madımak olaylarıyla yapılmak isteneni ve operasyonun arkasındaki ellere ilişkin görüşlerini şu şekilde açıkladı;
"OPERASYON BAŞARIYA ULAŞTI"
Bugün, Madımak katliamının yirmi beşinci yıl dönümü. Aynı zamanda toplumda derin izler bırakan, toplum arasında ayrışmanın tohumlarınım atıldığı büyük bir operasyonun da yıldönümü. Sivas katliamını, bu katliamdan sadece üç gün sonra gerçekleştirilen Başbağlar katliamıyla birlikte okumak gerekir. Sivas katliamı madalyonun bir yüzü ise Başbağlar katliamı da diğer yüzüdür. Bu vahim olayın üzerinden yirmi beş yıl geçmesine rağmen hala asabiyet kodları üzerinden saf tutulması, bu katliamın amacına ulaştığını gösteriyor.
"ALEVİ SÜNNİ, LAİK - ANTİ LAİK ÇATIŞMASI HEDEFLENDİ"
Sivas katliamının nedenlerini, bu olayın vuku bulduğu dönemin özel koşullarında aramak gerekir. 1990'lı yıllar Türkiye'nin karanlık yıllarıdır. Komünizmin çöktüğü, soğuk savaş döneminin sona erdiği, komünizm tehdidinin yerine İslam'ın ikame edildiği yeni dönemin başlangıcıdır. Doksanlı yıllar, faili meçhul cinayetlerin zirve yaptığı yıllardır. Bu dönemde, resmi kayıtlara göre 1.700 gayrı resmi kayıtlara göre ise 17.000'den fazla kişi kaybolmuş, öldürülmüştür. Sivas katliamını öncesinde ve sonrasında gerçekleşen olaylarla birlikte okumak gerekir. 1990'lı yılların başından itibaren, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu cinayetleri, ardından Sivas katliamı ve Başbağlar katliamı, 1980 öncesindeki sağ-sol çatışmasının yerine alevi-sünni, laik-anti-laik çatışması başlatmaya yöneliktir.
Madımak dosyası yeniden açılır mı?
HAZIRLIK İÇİN BAŞKA OLAYLAR GERÇEKLEŞTİRİLDİ
2 Temmuz öncesinde yaşanan bazı olaylar, Sivas'ta karışıklık çıkarmak için hazırlık yapıldığının işaretlerini vermektedir. Daha önce Banaz köyünde kutlanan şenliklerin 1993 yılında il merkezine alınması, komando taburunun şehir dışına gönderilmesi, sol örgütlerin şenliklere davet edilmesi, bunlardan bir kaçıdır.
LİSTELER HAZIRDI. ORADA OLMAYANLAR BİLE GÖZALTINA ALINDI
Yangında çok sayıda kişinin öldüğünün ortaya çıkması üzerine, hükümet Sivas emniyet müdürlüğüne baskı yapmaya başlamış, Sivas emniyet müdürlüğü de, protestoya katılanları araştırmaya başlamıştır. Ali Baba mahallesine tahta konularak, bu tahtaya isimler yazılmış, Cumhuriyet gazetesinde, Aydınlık gazetesinde isim listeleri yayınlanmaya başlamış, bu isimler gözaltına alınmıştır. Bu isimlerin birçoğu olay günü Sivas'ta olmadığı Sivas'ta olanlardan da protesto yürüyüşüne katılmadığı halde, sivas davasının sanıkları haline gelmiştir. TBMM Sivas olaylarını araştırmak amacıyla komisyon kurmuş, geniş kapsamlı bir araştırma raporu hazırlamıştır. Bu rapor, Sivas olaylarının nasıl başladığını nasıl geliştiğini ve nasıl sonuçlandığını kapsamlı olarak ortaya koymaktadır.
ÖZEL HARP DAİRESİ OPERASYONU
Sivas katliamı, toplumun iki kesimini birbirine düşürmek amacıyla yapılmış bir operasyondur. Sivas katliamının gerçek faillerinin ortaya çıkmaması için "olaya fail" bulunmuş, Başbağlar katliamında ise tetikçileri kimlerin azmettirdiğinin ortaya çıkmaması için sanıklar/tetikçiler serbest bırakılmıştır. Sivas katliamı da Başbağlar katliamı da özel harp dairesi operasyonudur. Olay günü, Sivas'ta olmayanlar dahi bu davanın sanığı haline getirilmiştir. Olay günü, ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyen insanlar, "anayasal düzeni ortadan kaldırma" iddiasıyla yargılanmışlar, mahkum edilmişlerdir. Aziz Nesin kamunun temsilcisi (vali) gibi nitelendirilmiş, madımak oteli de valilik binası gibi değerlendirilmiştir. 2008 yılında Ergenekon soruşturması sırasında "Kıskaç" isimli gizli tanık, Sivas katliamının da Başbağlar katliamının da ÖHP Dairesi operasyonu olduğunu, Sivas'a gönderildiklerini otelin önündeki kalabalığı tahrik ettikten sonra (Başbağlar katliamı için) Başbağlar kırsalına doğru yola çıktıklarını dile getirdiği halde, bu itirafların üzerine gidilmemiştir. Bu gizli tanığın itiraflarında dille getirilen illegal yapının, 15 Temmuz'da da görev yapmış olması muhtemeldir. Bilindiği üzere, NATO ülkelerinde kurulan Gladio benzeri yapılar komünizmin çöküşünden itibaren tasfiye edildiği halde, Türkiye'de böyle bir tasfiye süreci yaşanmamıştır. FETÖ'nün devlet içindeki örgütlenmesi ve Amerika'ya sadakati dikkate alındığında, bu yapının FETÖ'nün kontrolünde olması kuvvetle muhtemeldir. Hükümetin bir yasa çıkararak, bu yapıda görev alanların ellerindeki bilgi ve belgelerle müracaat etmesini (deşifre olmasını), bu yapının kullanımına tahsis edilen silahları iade etmesini istemelidir.
Madımak'ın üzerinden 24 yıl geçti!
Комментарии
Отправить комментарий