Lə ilahə illəllah: Şirk nədir?

Lə ilahə illəllah: Şirk nədir?: Şirk hər hansı ibadəti Allahdan başqası üçün etməkdir. Şirki nə üçün öyrənirik? Şirki incəlikləri ilə öyrənməyimizin müxtəlif səbəbləri ...

Allaha şərik qoşmanın saysız-hesabsız açıq və gizli nümunələri vardır ki, onları aradan qaldırılmasının bir vasitəsi olaraq, Quranı və Allahın Elçisinin (s.ə.s) Sünnəsini dərindən mənimsəmək - oxuyub öyrənmək və onları başa düşməklə mümkündür. Oxuyub başa düşmək üçün isə, insan Allaha və Onun Peyğəmbərinə (s.ə.s) iman gətirməlidir və bunu səmimi olaraq istəməlidir. Yalnız sonuncu halda, Fövqəlqüdrət Sahibi yuxarıda qeyd etdiyimizin gerçəkləşməsi üçün ona doğru yol göstərə bilər. Çünki Allah istəmədikcə, heç nə mümkün deyil! İnsan Allah qarşısında səmimi olmadıqca, O (Pak və Müqəddəs), ona hidayət verməz, yəni doğru yol göstərməz. Bu düşüncələrimiz Allahın Quranına və Onun Peyğəmbərinin (s.ə.s) səhih hədislərinə (Sünnəsinə) əsaslanır. F.S.

AŞAĞIDA QURANDAN NÜMUNƏLƏRƏ DİQQƏT YETİRİN! 

Ayələrin tərcümələrinin heç birində "Lə ilahə İlləllah" kəlamı "ALLahdan başqa ibadətə layiq haqq məbud yoxdur!" tərcümə edilməmişdir! Amma təhrif etməyi xoşlayanlar Allahın sözünə dörd əlavə söz qoşublar ki, bu elə əsil bidətdir! 


LƏ İLAHƏ İLLƏLLAH!

اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْقَصَصُ الْحَقُّ وَمَا مِنْ اِلٰهٍ اِلَّا اللّٰهُ وَاِنَّ اللّٰهَ لَهُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ

3.62 - İnne haza lehuvel gasasul hagg, ve ma min ilahin illallah, ve innallahe lehuvel azizul hakim. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

3.62 - Şuphesiz bu (İsa hakkındaki) gercek kıssadır. Allah'tan başka hic bir ilah yoktur. Şuphesiz Allah, mutlak guc sahibidir, hukum ve hikmet sahibidir. ( Diyanet Meali )

3.62 - Doğrusu işte budur o kıssanın hak ifadesi, yoksa Allahdan başka bir İlah yoktur ve hakikat Allah o, oyle aziz oyle hakimdir ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

3.62 - Şuphe yok ki, Hak olan haber, işte budur. Ve Allah Teala'dan başka hicbir ilah yoktur ve muhakkak ki, aziz, hakim olan ancak Allah Teala'dır. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

3.62 - İşte (İsaya dair sana anlatılan) bu (haber) elbette en doğru bir haberin beyanıdır. Allahdan başka hic bir Tanrı yokdur. Allah hic şubhesiz yegane gaalibdir. Mutlak hukum ve hikmet saahibidir O. ( Hasan Basri Cantay Meali )

3.62 - Şuphesiz bu, gercek bir olayın haberidir. Allah'tan başka ilah yoktur. Ve şuphesiz Allah, ustun ve guclu olandır, hukum ve hikmet sahibidir. ( Ali Bulac Meali )

3.62 - Şuphesiz ki, bu anlatılan olaylar hakikatin ta kendisidir. Allah' tan başka hicbir ilah yoktur. Allah şuphesiz ki cok ustundur, cok gucludur ve hikmet sahibidir. ( Celal Yıldırım Meali )

3.62 - İşte işin hakikati budur ve Allah'tan başka bir ilah yoktur; şuphe yok ki Allah -yalnızca O- kudret ve gercek hikmet sahibidir. ( Muhammed Esed Meali )

3.62 - Bu anlatılanlar, muhakkak ki doğru ve hak olan haberlerdir; ve Allah'danbaşka hic bir ilah yoktur. Şuphesiz o Allah, her şeye galiptir, hukum ve hikmet sahibidir. ( Ali Fikri Yavuz Meali )

3.62 - İşte (Isa hakkındaki) gercek kıssa (oyku) budur. Allah'tan başka tanrı yoktur. Allah, elbette aziz (kesin galib), hukum ve hikmet sahibidir. ( Suleyman Ateş Meali )

3.62 - İşte, gercek kıssanın ta kendisi budur. Allah'tan başka ilah yoktur. Ve Allah, elbette Aziz'dir, elbette Hakim'dir. ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

3.62 - İşte işin gerceği budur. Doğrusu Allah'tan başka hicbir ilah yoktur. Allah hic şuphesiz azizdir, hakimdir (mutlak galip, tam hukum ve hikmet sahibidir). ( Suat Yıldırım Meali )

3.62 - İşte budur gercek soz: Allah'tan başka yoktur tapacak ve şuphe yok ki Allah, ustundur, hikmet sahibidir. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

3.62 - Şuphesiz bu anlatılanlar gercek hikayelerdir. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah, elbette azizdir, hakimdir. ( Şaban Piriş Meali )

3.62 - Şuphesiz bu (İsa hakkında soylenenler), doğru haberlerdir. Allah'tan başka ilah yoktur. Muhakkak ki Allah, evet O, mutlak guc ve hikmet sahibidir. ( Diyanet Vakfı Meali )

3.62 - Doğrusu, budur işte o kıssanın gercek ifadesi. Allah'tan başka hicbir ilah yoktur ve Allah gercekten gucludur, hikmet sahibidir. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

3.62 - İşte (İsa hakkında soylenen) gercek kıssa budur. Allah'tan başka hicbir tanrı yoktur. Muhakkak ki Allah cok gucludur ve hikmet sahibidir. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

3.62 - Bu anlatılanlar gercek olaylardır. Allah'tan başka ilah yoktur. Hic kuşkusuz Allah ustun iradeli ve hikmet sahibidir. ( Fizilalil Kuran Meali )

3.62 - This is the true account: there is no god except Allah he is indeed the exalted in power, the wise. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

3.62 - Lo! this verily is the true narrative. There is no God save Allah, and lo! Allah is the Mighty, the Wise. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

3.62 - This is the true account: there is no god except Allah he is indeed the exalted in power, the wise. ( Abdullah Yusuf Ali )

3.62 - Verily this! it is the true recital; and God there is none save Allah, and verily Allah! He is the Mighty, the Wise. ( Abdul Majid Daryabadi )

3.62 - Verily, this (which We have told) is certainly the true account. There is no other, cannot be and will never be One worthy of worship but Allah; and surely it is Allah Who is the All-Mighty, the All-Wise. ( Amatul Rahman Omar )

3.62 - Behold, this is indeed the truth of the matter, and there is no deity whatever save God; and, verily, God - He alone - is almighty, truly wise. ( Mohammad Asad )

3.62 - Lo! this verily is the true narrative. There is no God save Allah, and lo! Allah is the Mighty, the Wise. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

3.62 - "Most surely this is the true explanation, and there is no god but Allah; and most surely Allah-- He is the Mighty, theWise." ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

3.62 - These are true stories. There is no deity except God; while God is Powerful, Wise. ( Thomas B Irving )


----- 3 - Ali_İmran suresi 64. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) -----

(٣-٦٤)
قُلْ يَا اَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا اِلٰى كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ اَلَّا نَعْبُدَ اِلَّا اللّٰهَ وَلَا نُشْرِكَ بِهٖ شَيْپًا وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُولُوا اشْهَدُوا بِاَنَّا مُسْلِمُونَ

3.64 - Gul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevaim beynena ve beynekum ella nağbude illallahe ve la nuşrike bihi şey'ev ve la yettehıze bağduna bağdan erbabem min dunillah, fein tevellev feguluşhedu bienna muslimun. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

3.64 - De ki: "Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir soze gelin: Yalnız Allah'a ibadet edelim. O'na hicbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilah edinmesin." Eğer onlar yine yuz cevirirlerse, deyin ki: "Şahit olun, biz muslumanlarız." ( Diyanet Meali )

3.64 - De ki: Ey ehli kitab! gelin: Sizinle bizim aramızda musavi bir kelimeye, şoyle ki: Allahdan başka ma'bud tanımıyalım ona hic bir şey'i şerik koşmıyalım, ve ba'zımız ba'zımızı Allahdan beride Rab ittihaz etmesin, eğer buna karşı yuz cevirirlerse o vakit şoyle deyin: Şahid olun ki biz hakikaten muslimiz: musalemetkarız ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

3.64 - De ki: «Ey ehl-i kitap! Bizim ile sizin aranızda musavi olan bir kelimeye geliniz. Allah Teala'dan başkasına ibadet etmeyelim. Ve O'na hic bir şeyi şerik kılmayalım. Ve Allah Teala'dan başka bazımız bazımızı rab ittihaz etmesin.» Eğer yuz cevirirlerse deyiniz ki, «Şahit olunuz, bizler muhakkak muslumanlarız.» ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

3.64 - De ki: «Ey Kitablılar (Yahudiler, Hıristiyanlar), hepiniz bizimle sizin aranızda musavi (ve adil) bir kelimeye gelin, (şoyle) diyerek: «Allahdanbaşkasına tapmayalım. Ona hic bir şey'i eş tutmayalım, Allahı bırakıb da kimimiz kimimizi Rabler (diye) tanımıyalım». (Buna rağmen) eğer yine yuz cevirirlerse (o halde) deyin ki: «Şahid olun, biz muhakkak muslumanlarız». ( Hasan Basri Cantay Meali )

3.64 - De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda muşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hic bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim." Eğer yine yuz cevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gercekten muslumanlarız." ( Ali Bulac Meali )

3.64 - De ki: «Ey Kitap Ehli! aramızda ortaklaşa (olcu ve en adil dengeyi sağlayacak) bir kelimeye gelin ; (o da): Allah'tan başkasına kulluk etmemeniz, hicbir şeyi O'na ortak koşmamanız ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı rabler = tanrılar edinmememizdir. Eğer yuzcevirirlerse, deyin ki: Şahid olun biz şuphesiz Muslumanlarız.» ( Celal Yıldırım Meali )

3.64 - De ki: "Ey gecmiş vahyin izleyicileri! Sizinle bizim aramızdaki şu ortak ilkeye gelin: Allah'tan başka kimseye kulluk etmeyeceğiz, O'ndan başka hicbir şeye ilahlık yakıştırmayacağız ve Allah ile birlikte insanları rab edinmeyeceğiz." Ve eğer yuz cevirirlerse de ki: "Şahit olun ki biz kendimizi O'na teslim etmişiz!" ( Muhammed Esed Meali )

3.64 - (Rasulum), de ki: "- Ey kitap ehli (olan Hristiyan ve Yahudi'ler)! Bizimle sizin aranızda musavi bir kelimeye gelin. Şoyle ki: Allah'danbaşkasına tapmayalım, O'na hic bir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da birbirimizi Rab'lar edinmiyelim". Eğer kitap ehli bu kelimeden yuz cevirirlerse, (o halde) şoyle deyin: "- Şahid olun, biz gercek muslumanlarız. (Bu ayet-i kerime, Yahudiler: İbrahim Yahudi'dir ve biz onun dinine bağlıyız, demeleri uzerine nazil olmuştur.) ( Ali Fikri Yavuz Meali )

3.64 - De ki: "Ey Kitap ehli, bizim ve sizin aranızda eşit olan bir kelimeye gelin: "Yalnız Allah'a tapalım. O'na hicbirşeyi ortak koşmayalım; birbirimizi Allah'tan başka tanrılar edinmeyelim." Eğer yuz cevirirlerse; "Şahid olun, biz muslumanlarız!" deyin. ( Suleyman Ateş Meali )

3.64 - De ki: "Ey Ehlikitap! Sizin ve bizim aramızda aynı olan şu soze gelin: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hicbirşeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da birbirimizi rabler edinmeyelim." Eğer yuz cevirirlerse şoyle soyle: "Tanık olun, biz muslumanlarız/Allah'a teslim olanlarız." ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

3.64 - De ki: "Ey Ehl-i kitap! Bizimle sizin aramızda birleşeceğimiz, muşterek ve adil şu sozde karar kılalım: "Allah'tan başkasına ibadet etmeyelim. O'na hicbir şeyi şerik koşmayalım, kimimiz kimimizi Allah'tan başka rab edinmesin." Eğer bu daveti reddederlerse: "Bizim, Allah'ın emirlerine itaat eden muminler olduğumuza şahid olun!" deyin. ( Suat Yıldırım Meali )

3.64 - De ki: Ey kitap ehli, gelin aramızda eşit olan tek soze: Ancak Allah'a kulluk edelim, ona hicbir şeyi eş ve ortak etmeyelim, Allah'ı bırakıp da bazılarımız, bazılarımızı Tanrı tanımayalım. Gene de yuz dondururlerse deyin ki tanık olun, ozumuzu Tanrıya teslim edenleriz biz. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

3.64 - De ki: -Ey kitap ehli, "Allah'tan başkasına kulluk etmemek, O'na hic bir şey ortak koşmamak ve birbirimizi Allah'tan başka Rabler olarak benimsememek" uzere bizimle sizin aranızda ortak bir soze gelin! Eğer yuz cevirirlerse: -Bizim, Musluman olduğumuza şahit olun, deyin. ( Şaban Piriş Meali )

3.64 - (Resulum!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda muşterek olan bir soze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hicbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yuz cevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz muslumanlarız! deyiniz. ( Diyanet Vakfı Meali )

3.64 - De ki: «Ey kendilerine kitap verilenler, gelin aramızda ortak bir kelimede birleşelim, Allah'tan başkasına tapmayalım, O'na hicbir ortak koşmayalım ve Allah'tan başka kimimiz kimimizi Rab edinmesin!» Eğer bundan yuz cevirirlerse: «Bizim gercekten musluman olduğumuza şahit olun!» deyin. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

3.64 - De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir soze geliniz. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hicbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yuz cevirirlerse, deyin ki: «Şahit olun biz muslumanlarız». ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

3.64 - De ki: "Ey ehl-i kitab! Hepiniz, sizinle bizim aramızda musavi olan bir kelimeye gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim. O'na hicbir şeyi eş koşmayalım. Ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rab ittihaz edinmesin. Eğer yuz cevirirlerse o vakit, şahit olun ki, biz muslumanız" deyin. ( Fizilalil Kuran Meali )

3.64 - Say: O People of the Book come to common terms as between us and you: that we worship none but Allah; that we associate no partners with him; that we erect not, from among ourselves, lords and patrons other than Allah. If then they turn back, say ye: bear witness that we (at last) are Muslims (bowing to Allah's will) ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

3.64 - Say: O People of the Scripture! Come to an agreement between us and you: that we shall worship none but Allah, and that we shall ascribe no partners unto Him, and that none of us shall take others for lords beside Allah. And if they turn away, then say: Bear witness that we are they who have surrendered (unto Him). ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

3.64 - Say: O People of the Book come to common terms as between us and you: that we worship none but Allah; that we associate no partners with him; that we erect not, from among ourselves, lords and patrons other than Allah. If then they turn back, say ye: bear witness that we (at last) are Muslims (bowing to Allah's will) ( Abdullah Yusuf Ali )

3.64 - Say thou : O people of the Book! come to a word common between us and between you; that we shall worship none save Allah's and that we shall not associate aught with Him, and that none of you shall take others as Lords beside Allah. Then if they turn away, say : bear witness that verily we are Muslims. ( Abdul Majid Daryabadi )

3.64 - Say, 'O people of the Scripture! let us agree to a proposition common to us both that we worship none but Allah and that we associate no partner with Him and that some of us shall not hold others as lords besides Allah.' But if they turn away (refusing) say, 'Bear witness that we are the only submitting ones (to one God).' ( Amatul Rahman Omar )

3.64 - Say: "O followers of earlier revelation! Come unto that tenet which we and you hold in common: that we shall worship none but God, and that we shall not ascribe divinity to aught beside Him, and that we shall not take human beings for our lords beside God." And if they turn away, then say: "Bear witness that it is we who have surrendered ourselves unto Him." ( Mohammad Asad )

3.64 - Say: O People of the Scripture! Come to an agreement between us and you: that we shall worship none but Allah, and that we shall ascribe no partners unto Him, and that none of us shall take others for lords beside Allah. And if they turn away, then say: Bear witness that we are they who have surrendered (unto Him). ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

3.64 - "Say: O followers of the Book! come to an equitable propositionbetween us and you that we shall not serve any but Allahand (that) we shall not associate aught with Him, and (that)some of us shall not take others for lords besides Allah; but ifthey turn back, then say: Bear witness that we are Muslims." ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

3.64 - (VII) SAY: "People of the Book, (let us) rally to a common formula to be binding on both us and you, that we shall worship only God (Alone) and associate nothing else with Him, nor shall any of us take on others as lords instead of God." If they should turn away, then say: "Bear witness that we are Muslims." ( Thomas B Irving )


----- 3 - Ali_İmran suresi 135. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) -----

(٣-١٣٥)
وَالَّذٖينَ اِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً اَوْ ظَلَمُوا اَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللّٰهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ اِلَّا اللّٰهُ وَلَمْ يُصِرُّوا عَلٰى مَا فَعَلُوا وَهُمْ يَعْلَمُونَ

3.135 - Vellezine iza fealu fahışeten ev zalemu enfusehum zekerullahe festağferu lizunubihim, ve mey yağfiruz zunube illallah, ve lem yusırru ala ma fealu ve hum yağlemun. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

3.135 - Yine onlar, cirkin bir iş yaptıkları, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayıp hemen gunahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki Allah'tan başka gunahları kim bağışlar- ve bile bile işledikleri (gunah) uzerinde ısrar etmeyenlerdir. ( Diyanet Meali )

3.135 - Ve onlar ki bir kabahat yaptıkları veya nefislerine bir zulmettikleri vakıt Allahı anarlar da derhal gunahlarına istiğfar ederler, gunahları da Allahdan başka kim mağfiret eder? Hem yaptıklarına bile bile ısrar etmezler ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

3.135 - Ve oyle zatlar ki, bir buyuk gunah yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman Allah Teala'yı zikrederler, hemen gunahları icin istiğfarda bulunurlar. Ve kimdir Allah Teala'dan başka gunahları mağfiret eden? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

3.135 - Ve cirkin bir gunah işledikleri, yahud nefslerine zulmetdikleri vakit Allahı hatırlayarak hemen gunahlarının yarlığanmasını isteyenlerdir. Gunahları Allahtan başka kim yarlığar? Bir de onlar işledikleri (gunah) uzerinde, bilib dururlarken ısrar etmeyenlerdir. ( Hasan Basri Cantay Meali )

3.135 - Ve 'cirkin bir hayasızlık' işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen gunahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan başka gunahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kotu şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir. ( Ali Bulac Meali )

3.135 - Ve onlar ki, bir hayasızlık işledikleri veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anar, gunahlarından dolayı istiğfar ederler —gunahları da Allah'tan başka kim bağışlar?— ve yaptıkları (kotuluk, kusur ve gunah) uzerinde ısrar edip bile bile durmazlar. ( Celal Yıldırım Meali )

3.135 - Ve onlar, utanc verici bir iş yaptıkları veya kendi kendilerine (başka turlu) bir zulum işledikleri zaman, Allah'ı anar ve gunahlarının affı icin yalvarırlar -zaten Allah'tan başka kim gunahları affedebilir?- ve her ne (zulum) işlemişlerse onda bilerek ısrar etmezler. ( Muhammed Esed Meali )

3.135 - Ve bir gunah işledikleri veya nefislerine zulum ettikleri zaman Allah'ı anarak hemen gunahlarının bağışlanmasını istiyenler, (ki gunahları Allah'danbaşka kim bağışlayabilir?) hem de yaptıkları gunaha bile bile ısrar etmemiş olanlar (var ya); ( Ali Fikri Yavuz Meali )

3.135 - Ve onlar bir kotuluk yaptıkları, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayarak hemen gunahlarının bağışlanmasını dilerler; gunahları da Allah'tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, hatalarında bile bile, ısrar etmezler. ( Suleyman Ateş Meali )

3.135 - Onlar, cirkin bir iş yaptıklarında yahut oz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da gunahları icin af dilerler. Gunahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

3.135 - O muttakiler ki cirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, peşinden hemen Allah'ı anar, gunahlarının affedilmesini dilerler. Zaten gunahları Allah'tan başka kim affeder ki? Bir de onlar, bile bile işledikleri gunahlarda ısrar etmez, o gunahları surdurmezler. ( Suat Yıldırım Meali )

3.135 - Onlar, kotu bir iş işlediler mi, yahut nefislerine bir zulumde bulundular mı Allah'ı anıp suclarının yarlıganmasını dileyenlerdir ve Allah'tan başka kimdir gunahları yarlıgayan? Onlar, işledikleri sucta, bile bile ısrar da etmezler. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

3.135 - Muhsinler, bir cirkin iş yaptıklarında veya nefislerine zulmettiklerinde Allah'ı zikredip gunahları icin mağfiret dilerler. Allah'tan başka gunahları kim bağışlar? Onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. ( Şaban Piriş Meali )

3.135 - Yine onlar ki, bir kotuluk yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp gunahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten gunahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kotuluklerde, bile bile ısrar etmezler. ( Diyanet Vakfı Meali )

3.135 - Onlar bir kusur işledikleri veya kendilerine bir zulmettiklerinde Allah'ı ananlar ve hemen gunahlarının bağışlanmasını isteyenlerdir. Zaten gunahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki? Bir de onlar, yaptıklarına bile bile ısrar etmezler. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

3.135 - Ve onlar cirkin bir gunah işledikleri, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayarak hemen gunahlarının bağışlanmasını dilerler. Allah'tan başka gunahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri (gunah) uzerinde ısrar etmezler. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

3.135 - Yine onlar bir kotuluk işlediklerinde ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayarak hemen gunahlarının affedilmesini dilerler. Gunahları Allah'tan başka kim affedebilir? Onlar işledikleri gunahlarda bile bile ısrar etmezler. ( Fizilalil Kuran Meali )

3.135 - And those who, having done something to be ashamed of, or wronged their own souls, and ask for forgiveness for their sins, and who can forgive sins except Allah? and are never obstinate in persisting knowingly in (the wrong) they have done ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

3.135 - And those who, when they do an evil thing or wrong themselves, remember Allah and implore forgiveness for their sins - Who forgiveth sins save Allah only? - and will not knowingly repeat (the wrong) they did. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

3.135 - And those who, having done something to be ashamed of, or wronged their own souls, and ask for forgiveness for their sins, and who can forgive sins except Allah? and are never obstinate in persisting knowingly in (the wrong) they have done ( Abdullah Yusuf Ali )

3.135 - And those, who, when they have done an ill-deed or wronged themselves, remember Allah and ask forgiveness of their sins - and who forgiveth sins save Allah! Is --and persist not in that which they have done, while they know. ( Abdul Majid Daryabadi )

3.135 - And those who when they commit any act of indecency or do injustice to themselves remember Allah and implore (Him for) protection against their sins - and who can protect against sins except Allah? - And they do not deliberately persist in doing wrong. ( Amatul Rahman Omar )

3.135 - and who, when they have committed a shameful deed or have (otherwise) sinned against themselves, remember God and pray that their sins be forgiven - for who but God could forgive sins? - and do not knowingly persist in doing whatever (wrong) they may have done. ( Mohammad Asad )

3.135 - And those who, when they do an evil thing or wrong themselves, remember Allah and implore forgiveness for their sins - Who forgiveth sins save Allah only? - and will not knowingly repeat (the wrong) they did. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

3.135 - And those who when they commit an indecency or doinjustice to their souls remember Allah and ask forgiveness fortheir faults-- and who forgives the faults but Allah, and (who) donot knowingly persist in what they have done. ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

3.135 - and those who remember God and seek forgiveness for their offences when they commit some shocking deed or harm themselves-for who forgives offences besides God?-and do not knowingly persist in whatever they have been doing. ( Thomas B Irving )


----- 4 - Nisa suresi 82. ayet (Genel: 4 - İniş: 92 - Alfbetik: 82) -----

(٤-٨٢)
اَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْاٰنَ وَلَوْ كَانَ مِنْ عِنْدِ غَيْرِ اللّٰهِ لَوَجَدُوا فٖيهِ اخْتِلَافًا كَثٖيرًا

4.82 - Efela yetedebberunel gur'an, ve lev kane min ındi ğayrillahi levecedu fihıhtilafen kesira. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

4.82 - Hala Kur'an'ı duşunup anlamaya calışmıyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda bircok celişki bulurlardı. ( Diyanet Meali )

4.82 - Hala Kur'anı teemmul etmezler mi? Eğer o Allahdanbaşkası tarafından olsa idi elbette icinde bir cok ahenksizlikler bulacaklardı ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

4.82 - Kur'an'ı teemmul etmezler mi? Ve eğer Allah Teala'dan başkası tarafından olsa idi elbette onda bircok ihtilaf bulurlardı. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

4.82 - Onlar haala Kur'anı gereği gibi duşunmeyecekler mi? Eğer o, Allahdanbaşkası tarafından olsaydı elbet icinde birbirini tutmayan bir cok (şeyler) bulurlardı. ( Hasan Basri Cantay Meali )

4.82 - Onlar hala Kur'an'ı iyice duşunmuyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz icinde bircok aykırılıklar (celişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı. ( Ali Bulac Meali )

4.82 - Onlar Kur'an'a etraflıca bakıp iyice duşunmuyorlar mı ? Eğer O, Allah'tan başkası tarafından (indirilmiş ya da yazılmış) olsaydı herhalde icinde birbirini tutmayan bircok uyumsuzluklar, tutarsızlıklar bulurlardı. ( Celal Yıldırım Meali )

4.82 - Onlar bu Kuranı hic anlamaya calışmazlar mı? Eğer o, Allahtan başka birinden gelmiş olsaydı onda mutlaka bircok (tutarsızlık ve) celişkiler bulurlardı! ( Muhammed Esed Meali )

4.82 - Onlar, hala Kur'an'ın Allah kelamı olduğunu ve manasını duşunmiyecekler mi? Eğer o, Allah'danbaşkası tarafından olsaydı, muhakkak ki icinde birbirini tutmıyan bircok soz ve ifadeler bulurlaradı. ( Ali Fikri Yavuz Meali )

4.82 - Kur'an'ı duşunmuyorlar mı? Eğer Allah'tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, onda birbirini tutmaz cok şey bulurlardı. ( Suleyman Ateş Meali )

4.82 - Kur'an'ı, iyice okuyup duşunmuyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun icinde bircok ihtilaf bulacaklardı. ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

4.82 - Kur'an'ı gereği gibi duşunmeyecekler mi?Eğer Kur'an Allah'tan başkasına ait olsaydı, elbette icinde bircok tutarsızlıklar bulurlardı. ( Suat Yıldırım Meali )

4.82 - Hala mı duşunmezler Kur'an'ı Allah katından gayrı bir yerden gelseydi onda, birbirini tutmaz bircok şeyler bulurlardı. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

4.82 - Onlar Kur'an'ı hic duşunmuyorlar mı? Eğer O, Allah'tan başka birinden gelmiş olsaydı, onun icinde pek cok celişki bulurlardı. ( Şaban Piriş Meali )

4.82 - Hala Kur'an uzerinde gereği gibi duşunmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda bircok tutarsızlık bulurlardı. ( Diyanet Vakfı Meali )

4.82 - Hala Kur'an'ı gerektiği gibi duşunmezler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından olsaydı, elbette icinde bir cok ahenksizlikler bulacaklardı. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

4.82 - Onlar hala Kur'an'ı gereği gibi duşunup anlamaya calışmazlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı mutlaka onda bircok celişkiler bulurlardı. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

4.82 - Bunlar Kur'an'ı hic incelemiyorlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı, icinde mutlaka bircok celişkiler bulurlardı. ( Fizilalil Kuran Meali )

4.82 - Do they not consider the Quran (with care)? had it been from other than Allah, they would surely have found therein much discrepancy. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

4.82 - Will they not then ponder on the Qur'an? If it had been from other than Allah they would have found therein much incongruity. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

4.82 - Do they not consider the Quran (with care)? had it been from other than Allah, they would surely have found therein much discrepancy. ( Abdullah Yusuf Ali )

4.82 - Ponder then they not on the Qur'an? Were it from other than Allah they would surely find therein many a contradiction. ( Abdul Majid Daryabadi )

4.82 - Why do they not ponder over the Qur'an? Had it been from anyone other than Allah, they would surely have found a good deal of inconsistency therein. ( Amatul Rahman Omar )

4.82 - Will they not, then, try to understand this Qur’an? Had it issued from any but God, they would surely have found in it many an inner contradiction! ( Mohammad Asad )

4.82 - Will they not then ponder on the Qur'an? If it had been from other than Allah they would have found therein much incongruity. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

4.82 - Do they not then meditate on the Quran? And if it werefrom any other than Allah, they would have found in it many adiscrepancy. ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

4.82 - Have they not meditated on the Reading? If it had come from some other source than God, they would have found a great deal of contradiction in it. ( Thomas B Irving )


----- 4 - Nisa suresi 123. ayet (Genel: 4 - İniş: 92 - Alfbetik: 82) -----

(٤-١٢٣)
لَيْسَ بِاَمَانِيِّكُمْ وَلَا اَمَانِىِّ اَهْلِ الْكِتَابِ مَنْ يَعْمَلْ سُوءًا يُجْزَ بِهٖ وَلَا يَجِدْ لَهُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلِیًّا وَلَا نَصٖيرًا

4.123 - Leyse biemaniyyikum ve la emaniyyi ehlil kitab, mey yağmel suey yucze bihi ve la yecid lehu min dunillahi veliyyev ve la nasira. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

4.123 - İş, ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna goredir. Kim kotu bir iş yaparsa, onunla cezalandırılır. O, kendisine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir. ( Diyanet Meali )

4.123 - O, sizin kuruntularınızla da değil, ehli kitabın kuruntulariyle de değil, kim bir kotuluk yaparsa onunla cezalanır ve Allahdan beride ne bir veliy bulabilir ne de bir nasir ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

4.123 - Sizin kuruntularınızla değildir, ehl-i kitabın kuruntuları ile de değildir. Her kim bir kotuluk yaparsa onunla cezalandırılır. Ve kendisi icin Allah Teala'dan başka ne bir yar ve ne de bir yardımcı bulamaz. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

4.123 - (İş) ne sizin kuruntularınızla, ne de kitablıların kuruntularıyle (olub bitmiş) değildir. Kim bir kotuluk yaparsa onunla cezalanır ve o, kendisine Allahdanbaşka ne bir yar, ne bir mededkar da bulamaz. ( Hasan Basri Cantay Meali )

4.123 - Ne sizin kuruntularınızla, ne de Kitap Ehlinin kuruntularıyla değil. Kim kotuluk yaparsa, onunla ceza gorur; o, Allah'tan başka bir veli (dost) ve bir yardımcı bulamaz. ( Ali Bulac Meali )

4.123 - Durum sizin kuruntunuza gore de değildir, Kitap ehli'nin kuruntusuna gore de değildir: Kim bir kotuluk işlerse, onunla cezalanır ve artık o kendi lehine Allah'tan başka ne bir dost. ne de bir yardımcı bulabilir. ( Celal Yıldırım Meali )

4.123 - Kotuluk işleyen(in) cezalandırılacak (olması) ve kendisini Allaha karşı savunacak ve yardım edecek bir kimse bulamaması, ne sizin kuruntularınıza uygun duşer, ne de gecmiş vahiy mensuplarının kuruntularına. ( Muhammed Esed Meali )

4.123 - Ey muşrikler, ne sizin putlardan yardım gorme kuruntularınızla, ne de ehl-i kitabın (Yahudi ve Hristiyanların) kendilerini selamette gormeleri kuruntularıyla Allah'ın bu vaad ve sevabına kavuşulmaz. Kim bir kotu iş yaparsa, onunla cezalanır ve kendisine Allah'danbaşka ne bir dost bulabilir, ne de bir yardımcı... ( Ali Fikri Yavuz Meali )

4.123 - (İş) Ne sizin kuruntularınızla, ne Kitap ehlinin kuruntularıyla olmaz. Kotuluk yapan, onunla cezalandırılır ve kendisine Allah'tan başka ne dost, ne de yardımcı bulamaz (Allah'ın vereceği cezayı hic kimse ondan savamaz). ( Suleyman Ateş Meali )

4.123 - İş ne sizin kuruntularınızla/hurafelerinizle/anlamını bilmeden okuyuşlarınızla ne de Ehlikitap'ın kuruntuları/hurafeleri/anlamını bilmeden okuyuşlarıyla cozulur. Kotuluk yapan onunla cezalandırılır. Ve boyle biri, kendisi icin Allah dışında ne bir dost bulur ne de bir yardımcı. ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

4.123 - Allah'ın vad ettiği bu mukafat, ne sizin temennileriniz, ne de Ehl-i kitabın temennileri ile elde edilmez. Kim kotu iş yaparsa onun cezasını bulur ve Allah'tan başka, kendisini o azaptan kurtaracak ne bir hami, ne de bir yardımcı bulamaz. ( Suat Yıldırım Meali )

4.123 - Ne sizin boşuna kuruntularınızın aslı var, ne kitap ehlinin kuruntularının aslı. Kim kotuluk ederse cezasını gorur ve Allah'tan başka ne bir dost bulur, ne bir yardımcı. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

4.123 - (Ey muşrikler!) Sizin boş umit ve kuruntularınız da, ehli kitabın kuruntu ve hayalleri de hic bir şey değildir. Kim bir kotuluk işlerse onun cezasını gorur. O, kendisi icin Allah'tan başka bir veli ve yardımcı bulamaz. ( Şaban Piriş Meali )

4.123 - Ne sizin kuruntularınız ne de ehl-i kitabın kuruntuları (gercektir); kim bir kotuluk yaparsa onun cezasını gorur ve kendisi icin Allah'tan başka dost da, yardımcı da bulamaz. ( Diyanet Vakfı Meali )

4.123 - O, ne sizin kuruntularınıza, ne de kitap ehlinin kuruntularına goredir. Kim bir kotuluk yaparsa onunla cezalanır ve Allah'tan başka da ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulabilir. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

4.123 - (İş), ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna goredir. Kotuluk yapan, o yuzden cezalandırılır. O, kendisine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

4.123 - Allah'ın vereceği mukafatı elde etmek ne sizin ne Kitap Ehli'nin kuruntularına gore olmaz. Kim kotuluk işlerse cezasına carpılır ve Allah'tan başka hicbir dost, hicbir yardım edici bulamaz. ( Fizilalil Kuran Meali )

4.123 - Dot your desires, nor those of the People of the Book (can prevail): whoever works evil, will be requited accordingly. Nor will he find, besides Allah, any protector or helper. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

4.123 - It will not be in accordance with your desires, nor the desires of the People of the Scripture. He who doth wrong will have the recompense thereof, and will not find against Allah any protecting friend or helper. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

4.123 - Dot your desires, nor those of the People of the Book (can prevail): whoever works evil, will be requited accordingly. Nor will he find, besides Allah, any protector or helper. ( Abdullah Yusuf Ali )

4.123 - Not by your vain desires nor by the vain desires of the people of the Book; whosoever worketh an evil, shall be requited therewith, and he will not find beside Allah a patron nor a helper. ( Abdul Majid Daryabadi )

4.123 - (O people!) it (the salvation) shall not be according to your vain desires, nor according to the vain desires of the people of the Scripture. He who does evil shall be recompensed accordingly, and he shall find for himself no patron nor a helper besides Allah. ( Amatul Rahman Omar )

4.123 - It may not accord with your wishful thinking - nor with the wishful thinking of the fol¬lowers of earlier revelation - (that) he who does evil shall be requited for it, and shall find none to protect him from God, and none to bring him succour, ( Mohammad Asad )

4.123 - It will not be in accordance with your desires, nor the desires of the People of the Scripture. He who doth wrong will have the recompense thereof, and will not find against Allah any protecting friend or helper. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

4.123 - "(This) shall not be in accordance with your vain desiresnor in accordance with the vain desires of the followers of theBook; whoever does evil, he shall be requited with it, and besidesAllah he will find for himself neither a guardian nor a helper." ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

4.123 - There is nothing in your saying "Amens" nor in the way the People of the Book say "Amen". Anyone who commits evil will be rewarded accordingly and not find any patron nor protector for himself besides God. ( Thomas B Irving )


----- 4 - Nisa suresi 173. ayet (Genel: 4 - İniş: 92 - Alfbetik: 82) -----

(٤-١٧٣)
فَاَمَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُوَفّٖيهِمْ اُجُورَهُمْ وَيَزٖيدُهُمْ مِنْ فَضْلِهٖ وَاَمَّا الَّذٖينَ اسْتَنْكَفُوا وَاسْتَكْبَرُوا فَيُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا اَلٖيمًا وَلَا يَجِدُونَ لَهُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلِیًّا وَلَا نَصٖيرًا

4.173 - Feemmellezine amenu ve amilus salihati feyuveffihim ucurahum ve yeziduhum min fadlih, ve emmellezinestenkefu vestekberu feyuazzibuhum azaben elimev ve la yecidune lehum min dunillahi veliyyev ve la nasira. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

4.173 - İman edip salih ameller işleyenlere gelince, (Allah) onların mukafatlarını eksiksiz odeyecek ve lutfundan onlara daha da fazlasını verecektir. Allah'a kulluk etmekten cekinenlere ve buyukluk taslayanlara gelince; (Allah) onları elem dolu bir azaba uğratacaktır ve onlar kendilerine Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardır. ( Diyanet Meali )

4.173 - İşte o zaman o iyman edib salah işlemiş olanlara ecirlerini tamamile odeyecek, hem de fazlından onlara ziyadesini verecek, amma, o kibirlerine yediremeyib cekinenleri elim bir azab ile ta'zib edecek, ve Allaha karşı kendilerine ne bir hami, ne de bir yardımcı bulamıyacaklar ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

4.173 - Artık o kimseler ki, iman etmiş ve salih amellerde bulunmuş olurlar, elbette onlara mukafaatlarını odeyecek ve onlara kendi fazlından olarak (mukafaatlarını) arttıracaktır. Amma o kimseler ki, yuz dondurduler ve tekebburde bulundular, onları da elbette elim bir azab ile azablandıracaktır. Ve onlar kendileri icin Allah Teala'dan başka ne bir yar, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

4.173 - Fakat iman edip guzel guzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince: Allah) hem onların mukafatlarını tastamam odeyecek, hem kendi fazl (-u kerem) inden onlara ziyadesini verecekdir. Amma o kibirlenib cekinenleri pek acıklı bir azaba uğratacak, onlar kendileri icin Allahdanbaşka ne bir yar, ne bir mededkar bulamayacaklardır. ( Hasan Basri Cantay Meali )

4.173 - Ama iman edenler ve salih amellerde bulunanlar, onlara ecirlerini eksiksiz odeyecek ve onlara kendi fazlından ekleyecektir de. Cekimser davrananlar ve buyuklenenler, onları acıklı bir azabla azablandıracaktır ve kendileri icin Allah'tan başka bir (vekil) koruyucu dost ve yardımcı bulamayacaklardır. ( Ali Bulac Meali )

4.173 - Artık iman edip iyi-yararlı amellerde bulunanların mukafatlarını noksansız odeyecek ve bir de kendi fazl-u kereminden onlara fazlasını verecektir. (Kulluktan) cekinip buyukluk taslayanlara gelince: Onları elem verici bir azabla azablandıracak ve kendilerine Allah'tan başka ne bir dost ve sahip, ne de bir yardımcı bulamıyacaklardır. ( Celal Yıldırım Meali )

4.173 - orada, iman edip doğru ve yararlı işler yapanlara butun mukafatlarını bağışlayacak ve lutfuyla fazlasını da verecektir; gururlanan ve kustahca boburlenenleri ise şiddetli bir azap ile cezalandıracaktır: onlar kendilerini ne Allahtan koruyacak ve ne de yardım edecek birini bulabileceklerdir. ( Muhammed Esed Meali )

4.173 - O zaman, iman edip salih ameller işliyenlere, Allah mukafatlarını tamamıyla verecek, hem de fazlından onlara ziyadesini ihsan edecektir. Fakat o kibirlenip de Allah'a ibadet etmekten cekinenleri, cok acıklı bir azaba uğratacak ve onlar, Allah'a karşı kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamıyacaklar. ( Ali Fikri Yavuz Meali )

4.173 - İnanıp iyi işler yapanların mukafatlarını eksiksiz odeyecek ve lutfundan onlara daha fazlasını da verecektir. (Kulluktan) cekinip buyukluk taslayanlara da acı bir şekilde azabedecek ve onlar kendilerine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır. ( Suleyman Ateş Meali )

4.173 - Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yonelik işler yapanların odullerini tam verecek ve lutfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan cekinip buyukluk taslayanlara gelince, onlara korkunc bir azapla azap edecektir. Boyleleri, kendileri icin Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı. ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

4.173 - İman edip iyi ve yararlı işler yapanların mukafatlarını Allah, tam tamına odeyecek, hatta lutfundan onlara hak ettiklerinden daha fazlasını da verecektir. Kulluktan kacınıp kibirlenenleri ise can yakıcı bir azaba sokacak ve onlar Allah'tan başka ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. ( Suat Yıldırım Meali )

4.173 - İnananların ve iyi işler işleyenlerin ecirlerini odeyecek ve lutfunu, onlar hakkında daha da arttıracaktır. Kulluktan cekinip ululanmak isteyenleriyse elemli bir azapla azaplandıracaktır ve onlar, Allah'tan başka ne bir dost bulurlar, ne bir yardımcı. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

4.173 - İman edip doğru hareket edenlere mukafatlarını verecek ve onlara nimetini daha da artıracak, kulluktan cekinenleri ve buyukluk taslayanları da acı bir azap ile cezalandıracaktır. Kendilerine Allah'tan başka bir veli ve yardımcı da bulamayacaklardır. ( Şaban Piriş Meali )

4.173 - İman edip iyi işler yapanlara (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lutfundan daha fazlasını da ihsan edecektir. Kulluğundan yuz ceviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir. Onlar, kendileri icin Allah'tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulurlar. (Kendilerini Allah'ın azabından kurtaracak bir kimse bulamazlar.) ( Diyanet Vakfı Meali )

4.173 - İşte o zaman, iman edip guzel işler yapanlara mukafatlarını tamamıyla odeyecek hem de bol ihsanından fazlasını bile verecektir. Ancak o kibirlerine yediremeyip cekinenleri acı bir azap ile cezalandıracak ve Allah'a karşı kendilerine ne bir kayırıcı, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

4.173 - İnanıp guzel işler yapanlara gelince, onların mukafatlarını eksiksiz odeyecek ve lutfundan onlara daha fazlasını da verecektir. Allah'a kulluktan cekinip buyukluk taslayanlara da şiddetli bir şekilde azab edecek ve onlar Allah'danbaşka kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

4.173 - İman edip iyi ameller işleyenlere mukafatlarını eksiksiz odeyecek, hatta lutfundan onlara daha fazlasını verecektir. Kul olmayı kendisine yedirmeyip buyukluk taslayanları da acı bir azaba carptıracaktır. Bunlar Allah'tan başka hicbir dost, hicbir yardım edici bulamazlar. ( Fizilalil Kuran Meali )

4.173 - But to those who believe and do deeds of righteousness, he will give their (due) rewards, and more, out of his Bounty: but those who are disdainful and arrogant, he will punish with a grievous penalty; nor will they find, besides Allah, any to protect or help them. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

4.173 - Then, as for those who believed and did good works, unto them will He pay their wages in full, adding unto them of His bounty; and as for those who were scornful and proud, them will He punish with a painful doom. And they will not find for them, against Allah, any protecting friend or helper. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

4.173 - But to those who believe and do deeds of righteousness, he will give their (due) rewards, and more, out of his Bounty: but those who are disdainful and arrogant, he will punish with a grievous penalty; nor will they find, besides Allah, any to protect or help them. ( Abdullah Yusuf Ali )

4.173 - Then as to those who have believed and worked righteous works, He shall give unto them their hire in full and shall give unto them an increase out of His grace. And as to those who disdained and were stiff-necked, He shall torment them with a torment afflictive. And they shall not find for themselves, against Allah, a protecting friend or a helper. ( Abdul Majid Daryabadi )

4.173 - (On that Day) as to those who believed and did deeds of righteousness, He will give them their rewards in full and will add to them even more out of His bounty. But as for those who disdained (to worship God) and acted arrogantly, He will inflict a woeful punishment on them all. And apart from Allah they will find for themselves no patron nor helper. ( Amatul Rahman Omar )

4.173 - whereupon unto those who attained to faith and did good deeds He will grant their just rewards, and give them yet more out of His bounty; whereas those who felt too proud and gloried in their arrogance He will chastise with grievous suffering: and they shall find none to protect them from God, and none to bring them succour. ( Mohammad Asad )

4.173 - Then, as for those who believed and did good works, unto them will He pay their wages in full, adding unto them of His bounty; and as for those who were scornful and proud, them will He punish with a painful doom. And they will not find for them, against Allah, any protecting friend or helper. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

4.173 - "Then as for those who believe and do good, He will paythem fully their rewards and give them more out of His grace; andas for those who disdain and are proud, He will chastise them witha painful chastisement. And they shall not find for themselvesbesides Allah a guardian or a helper" ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

4.173 - As for those who believe and perform honorable deeds, He will pay them their earnings and add even more for them out of His bounty. He will punish those who act scornful and proud with painful torment; they will not find any sponsor for themselves nor any supporter besides God. ( Thomas B Irving )


----- 5 - Maide suresi 3. ayet (Genel: 5 - İniş: 112 - Alfbetik: 60) -----

(٥-٣)
حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزٖيرِ وَمَا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِهٖ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطٖيحَةُ وَمَا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِ ذٰلِكُمْ فِسْقٌ اَلْيَوْمَ يَئِسَ الَّذٖينَ كَفَرُوا مِنْ دٖينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دٖينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتٖى وَرَضٖيتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ دٖينًا فَمَنِ اضْطُرَّ فٖى مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ

5.3 - Hurrimet aleykumul meytetu ved demu ve lahmul hınziri ve ma uhille liğayrillahi bihi vel munhanigatu vel mevguzetu vel muteraddiyetu ven netihatu ve ma ekeles sebuu illa ma zekkeytum ve ma zubiha alen nusubi ve en testagsimu bil ezlam, zalikum fısg, elyevme yeisellezine keferu min dinikum fela tahşevhum vahşevn, elyevme ekmeltu lekum dinekum ve etmemtu aleykum niğmeti ve raditu lekumul islame dina, femenıdturra fi mahmesatin ğayra mutecanifil liismin feinnallahe ğafurur rahim. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

5.3 - Olmuş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henuz canı cıkmamış iken) kestikleriniz haric; boğulmuş, darbe sonucu olmuş, yuksekten duşerek olmuş, boynuzlanarak olmuş ve yırtıcı hayvan tarafından parcalanmış hayvanlar ile dikili taşlar uzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte butun bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugun kafirler dininizden (onu yok etmekten) umitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugun sizin icin dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin icin din olarak İslam'ı sectim. Kim şiddetli aclık durumunda zorda kalır, gunaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse, şuphesiz ki Allah cok bağışlayıcıdır, cok merhamet edicidir. ( Diyanet Meali )

5.3 - Size şunlar haram kılındı: olu, kan, hınzir eti, Allahdanbaşkasının namına boğazlanan, bir de boğulmuş, yahud vurulmuş yahud yuvarlanmış, yahud susulmuş, yahud canavar yırtmış olub da canı uzerinde iken kesmedikleriniz ve dikili taşlar uzerinde boğazlananlar ve zararla kısmet paylaşmanız, hep bunlar birer fısk (yoldan cıkıştır) bu gun kafirler dininizi sondurebilmekten umidlerini kestiler, onlardan korkmayın, yalnız benden korkun, işte bugun sizin icin dininizi kemale yetirdim, uzerinizdeki ni'metimi tamama irdirdim ve size din olarak islama rıza verdim, şu kadar ki her kim son derece aclık halinde caresiz kalırda gunaha meyl maksadı olmaksızın onlardan yemeğe muztarr olursa elbette Allah gafur, rahimdir. ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

5.3 - Sizlere olu, kan, domuz eti, Allah Teala'dan başkasının namına boğazlanan hayvan, bozulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, susulmuş, veya canavar yemiş, daha olmeden boğazladığınız mustesna ve dikili taşlar uzerine boğazlanan hayvanlar ve zarlar ile kısmet istemeniz haram kılınmıştır. Bunlar birer fısktır. Bugun kafirler sizin dininizden yeise duşmuşlerdir. Artık onlardan korkmayınız, Benden korkunuz, bugun sizin uzerinize nimetimi tamamladım ve sizin icin din olarak İslamiyet'e razı oldum. İmdi her kim son derece aclık halinde caresiz kalırsa gunaha mutemayil olmaksızın (o memnu' etlerden hayatını kurtaracak miktar yiyebilir). Şuphe yok ki, Allah Teala gafurdur, rahimdir. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

5.3 - Olu, kan, domuz eti, Allahdanbaşkası adına boğazlanan, — (henuz canı ustunde iken yetişib) kesdikleriniz mustesna olmak uzere — boğulmuş, vurulmuş, yukarıdan yuvarlanmış, susulmuş, canavar yırtmış olub da olenler, dikili taşlar uzerinde (onlar adına) boğazlanan (hayvanlar), fal oklarıyle kısmet (ve hukum) aramanız uzerinize haram edilmişdir. (Butun) bunlar yoldan cıkışdır. Bu gun kafirler dininizden umudlarını kesdiler. Artık onlardan korkmayın. Benden korkun. Bugun sizin dininizi kemale erdirdim, uzerinizdeki ni'metimi tamamladım ve size din olarak muslumanlığı (verib ondan) hoşnud oldum. Kim son derece aclık haalinde caresiz kalırsa, gunaha meyil maksadı olmaksızın (haram olan etlerden yiyebilir). Cunku Allah cok yarlığayıcı, cok esirgeyicidir. ( Hasan Basri Cantay Meali )

5.3 - Olu eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yuksek bir yerden duşmuş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henuz canlıyken yetişip) kestikleriniz haric,- dikili taşlar uzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (gunahla yoldan sapmadır.) Bugun inkara sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugun size dininizi kemale erdirdim, uzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı secip beğendim. Kim 'şiddetli bir aclıkta kacınılmaz bir ihtiyacla karşı karşıya kalırsa' -gunaha eğilim gostermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Cunku Allah bağışlayandır, esirgeyendir. ( Ali Bulac Meali )

5.3 - Olu (hayvan), kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazladığınız —yetişerek şartına uygun kesilen mustesna— boğulmuş, (bir cisimle) vurularak oldurulmuş, yuksekce bir yerden yuvarlanıp olmuş, susulerek olmuş, canavar tarafından parcalanarak olmuş hayvan; dikili taşlar (putlar) uzerine kesilen ve bir de fal okları, kumar zarlarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Butun bunlar (Allah ve din) yolundan cıkıştır. Bugun kafirler sizin dininizden (onun nurunu sondurmekten) umidlerini kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugun size dininizi kemale erdirdim, nimetimi uzerinize tamamladım. Sizin icin din olarak İslam'ı beğendim. Kim aclıktan bunalıp caresiz hale^ gelir, —gunaha istek gosterip eğilmeksizin— onlardan yemek zorunda kalırsa, şuphesiz ki Allah cok bağışlayan ve cok merhamet edendir. ( Celal Yıldırım Meali )

5.3 - Olu eti, kan ve domuz eti ve ustunde Allahtan başkasının anıldığı hayvanlar ve boğulan, dovulerek oldurulen veya duşerek olen veya derisi yuzulerek oldurulen veya vahşi bir hayvan tarafından parcalanan hayvanlar, canlı iken (bizzat) kestikleriniz haric, size yasaklanmıştır ve putperest sunaklarında kesilenler (de yasaktır). Kehanet yoluyla gelecekte sizi neyin beklediğini oğrenmeye calışmanız da (yasaklanmıştır): Bu gunahkarca bir davranıştır. Bugun hakikati inkara şartlanmış olanlar, sizin dininiz(i terk edeceğiniz)den artık umitlerini tamamen kestiler: Oyleyse, onlardan korkmayın, yalnız Benden korkun!. Bugun dininizi sizin icin kemale erdirdim, nimetlerimin tamamını size bahşettim ve Bana teslimiyeti sizin dininiz olarak belirledim. Gunaha eğiliminden değil de hayati bir zaruret sonucu (yasak şeylere) suruklenenlere gelince, bilin ki Allah cok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. ( Muhammed Esed Meali )

5.3 - Size şunlar haram kılındı: (Eti yenen hayvanlardan boğazlanmaksızın olen) olu hayvan, akmış kan, domuz eti, Allah'danbaşkası adına boğazlanan hayvan, bir de henuz canı uzerinde iken yetişip kesmediğiniz boğulmuş,vurulmuş, yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından boynuzlanmış, canavar tarafından parcalanmış hayvanlar; ancak yetişip (Besmele ile) kestiğiniz hayvan mustesna. Bir de dikili taşlar uzerinde (Cahiliyyet devrinde taşlara hurmeten) kesilenler, fal okları ile kısmet aramanız. İşte bunlar yoldan cıkıştır. Bugun kafirler, dininizi sondurebilmekten umidlerini kestiler; artık onlardan korkmayın, yalnız benden korkun. Bugun sizin icin dininizi kemale erdirdim, uzerinizdeki ni'metimi tamamladım ve size din olarak "İslam'ı" ihtiyar ettim. Her kim son derece aclık halinde caresiz kalırsa, gunaha meyl kasdı olmaksızın, canını kurtaracak kadar haram etlerden yiyebilir. Cunku Allah cok bağışlayıcıdır, cok merhametlidir. ( Ali Fikri Yavuz Meali )

5.3 - Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (tahta veya taşla) vurul(arak oldurul)muş, yukarıdan duşmuş, boynuzlanmış ve canavar parcalayarak olmuş olan havyanlar -henuz canları cıkmadan kestikleriniz haric- dikili taşlar (putlar) adına boğazlanan hayvanlar ve fal oklariyle kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (insanı yoldan cıkaran kotu şeylerdir). Bugun artık inkar edenler, sizin dininiz(i yok etmek)den umudu kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun! Bugun sizin icin dininizi olgunlaştırdım, size ni'metimi tamamladım ve size din olarak İslam'a razı oldum. Kim aclıktan daralır, gunaha istekle yonelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa ona gunah yoktur. Doğrusu, Allah bağışlayandır, esirgeyendir. ( Suleyman Ateş Meali )

5.3 - Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak olmuş hayvanın eti, kan, domuz eti, uzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, susulmuş, canı uzerineyken yetişip kestikleriniz mustesna olmak uzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları uzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Butun bunlar birer sapıştır. Kufre batmış olanlar bugun dininizden umitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugun sizin icin dininizi kemale erdirdim, uzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin icin din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı sectim. Şu da var ki, her kim ciddi bir aclıkla yuz yuze gelir de gunaha kacmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafur ve Rahim'dir. ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

5.3 - Size şunlar haram kılındı: Kendiliğinden olen hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adına kesilen, henuz canı cıkmadan yetişip şartına uygun tarzda kestikleriniz mustesna; boğulmuş, bir şey vurularak oldurulmuş, yukarıdan yuvarlanmış, boynuzlanmış yahut canavar tarafından parcalanmış olup da olen hayvanların etleri, putlara ait sunaklarda kesilen hayvanların etleri ve zar atarak, kumar oynayarak elde edilen etler. Butun bunlar itaat dışına cıkıştır. Artık bugun kafirler dininizi sondurmekten umitlerini kestiler. Oyleyse onlardan korkmayın, Benden cekinin. İşte bugun sizin dininizi kemale erdirdim ve uzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin icin din olarak İslam'ı beğendim. Kim gunaha meyletmeksizin aclıktan bunalıp caresiz kalırsa, haram olan etlerden yiyebilir. Cunku Allah gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur). ( Suat Yıldırım Meali )

5.3 - Haram edilmiştir size olu, kan, domuz eti, Allah'tan gayrı putlar adına kesilen hayvanlar, boğulmuş, vurulmuş, yuksek bir yerden duşup olmuş, başka bir hayvan tarafından susulup oldurulmuş, canavar tarafından parcalanmış olanlar; ancak olmeden yetişip kestikleriniz mustesna; ve taştan yapılmış ve dikilmiş putlar adına kesilenler ve fal icin cekilen oklarla rızık arayış. Bunlar, kotuluktur. Bugun kafirler, dininiz yuzunden meyus olmuşlardır artık sizden, korkmayın onlardan, benden korkun. Bugun dininizi ikmal ettim, size verdiğim nimetimi tamamladım, size din olarak Muslumanlığı verdim de hoşnut oldum. Pek ac kalıp zora duşen, suc işlemek niyetinde olmamak şartıyla haram edilen şeyleri yiyebilir ve şuphe yok ki Allah, sucları orter rahimdir. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

5.3 - Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kurban edilenler, boğulmuş, bir yerine vurularak oldurulmuş, duşup olmuş, susulmuş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenilmiş olanlar -olmeden yetişip kestikleriniz haric- ve dikili taşlar adına kesilen hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bunlar fasıklıktır. Bugun kafirler, sizin dininizden umitlerini kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugun sizin dininizi kemale erdirdim, uzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin icin din olarak İslam'dan razı oldum. Kim, aclık dolayısıyla zorda kalırsa, gunaha duşmeye meyilli olmadan (bu hayvanlardan yiyebilir.) Allah, bağışlayandır, merhametlidir. ( Şaban Piriş Meali )

5.3 - Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağac vb. ile) vurulup oldurulmuş, yukarıdan yuvarlanıp olmuş, boynuzlanıp olmuş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -olmeden yetişip kestikleriniz mustesna- dikili taşlar (putlar) uzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan cıkmaktır. Bugun kafirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) umit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugun size dininizi ikmal ettim, uzerinize nimetimi tamamladım ve sizin icin din olarak İslam'ı beğendim. Kim, gonulden gunaha yonelmiş olmamak uzere aclık halinde dara duşerse (haram etlerden yiyebilir). Cunku Allah cok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. ( Diyanet Vakfı Meali )

5.3 - Size şunlar haram kılındı: Olu, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, susulmuş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenmiş olup da henuz canlı iken kesmedikleriniz, dikili taşlar uzerinde boğazlananlar ve zararla kısmet paylaşmanız. Bunlar, birer yoldan cıkıştır. Bugun kafirler dininizi sondurebilmekten umitlerini kestiler; onlardan korkmayın, yalnız benden korkun! İşte bugun dininizi kemale erdirdim, uzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak muslumanlığa razı oldum. Her kim aşırı aclık durumunda caresiz kalır da gunaha eğilim maksadı olmaksızın, onlardan yemek zorunda olursa, elbette Allah, bağışlayandır, merhamet sahibidir. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

5.3 - Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan duşmuş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) uzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan cıkmaktır. Bugun kafirler, dininize karşı umitsizliğe duşmuşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugun dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslamı beğendim. Kim aclıktan daralır, gunaha istekle yonelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa, ona gunah yoktur. Cunku Allah bağışlayan, merhamet edendir. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

5.3 - Olu, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlananlar, -boğulmuş, bir yerine vurularak oldurulmuş, duşup yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından susulmuş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanları canları cıkmadan once kesmemişseniz-, dikili taşlar uzerine boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar fasıklıktır. Bugun, kafirler dininizden cıkmanızdan umitlerini kesmişlerdir, onlardan korkmayın, benden korkun. Bugun sizin dininizi kemale erdirdim, uzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet'i beğendim. Aclıktan darda kalan, gunaha kaymaksızın yiyebilir. Doğrusu Allah, Gafur'dur, Rahim'dir. ( Fizilalil Kuran Meali )

5.3 - Forbidden to you (your food) are: dead meat, blood, the flesh of swine, and that on wish hath been invoked the name of other than Allah; that which hath been killed by strangling, or by a violent blow, or by a headlong fall, or by being gored to death; than which hath been (partly) eaten by a wild animal; unless ye are able to slaughter it (in due form); that which is sacrificed on stone (altars); (forbidden) also is the division (of meat) by raffling with arrows: that is impiety. This day have those who reject Faith given up all hope of your religion: yet fear them not but fear me. This day have I perfected your religion for you, completed my favour upon you, and have chosen for you Islam as your religion. But if any is forced by hunger, with no inclination transgression, Allah is indeed Oft-Forgiving, Most Merciful. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

5.3 - Forbidden unto you (for food) are carrion and blood and swineflesh, and that which hath been dedicated unto any other than Allah, and the strangled, and the dead through beating, and the dead through falling from a height, and that which hath been killed by (the goring of) horns, and the devoured of wild beasts, saving that which ye make lawful (by the death-stroke), and that which hath been immolated unto idols. And (forbidden is it) that ye swear by the divining arrows. This is an abomination. This day are those who disbelieve in despair of (ever harming) your religion; so fear them not, fear Me! This day have I perfected your religion for you and completed My favour unto you, and have chosen for you as religion AL-ISLAM. Whoso is forced by hunger, not by will, to sin: (for him) lo! Allah is Forgiving, Merciful. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

5.3 - Forbidden to you (your food) are: dead meat, blood, the flesh of swine, and that on wish hath been invoked the name of other than Allah; that which hath been killed by strangling, or by a violent blow, or by a headlong fall, or by being gored to death; than which hath been (partly) eaten by a wild animal; unless ye are able to slaughter it (in due form); that which is sacrificed on stone (altars); (forbidden) also is the division (of meat) by raffling with arrows: that is impiety. This day have those who reject Faith given up all hope of your religion: yet fear them not but fear me. This day have I perfected your religion for you, completed my favour upon you, and have chosen for you Islam as your religion. But if any is forced by hunger, with no inclination transgression, Allah is indeed Oft-Forgiving, Most Merciful. ( Abdullah Yusuf Ali )

5.3 - Forbidden unto you are the deadmeat, and blood, and the flesh of the swine, and that over which is invoked the name of other than Allah, and the strangled, and the felled, and the tumbled, and the gored, and that which wild animals have devoured, unless ye have cleansed, and that which hath been slaughtered on the altars, and that ye seek a division by means of the divining arrows: all that is an abomination. To- day those who disbelieve have despaired of your religion; wherefore fear them not, and fear Me. To-day I have perfected for you your religion, and have completed My favour upon you, and am well-pleased with Islam as your religion. Then whosoever is driven to extreme hunger not inclining to sin, verily then Allah is Forgiving, Merciful. ( Abdul Majid Daryabadi )

5.3 - You are forbidden (to take for food) an animal which dies of itself (a carrion), and the blood (poured forth), also the flesh of swine, and that which is immolated in the name of anyone other than Allah, and that which has been strangled, and that which has been beaten to death, and that which has been killed by a fall, and that which has been gored to death, and that of which a wild beast has eaten, except what you have duly slaughtered (before its expiry). And (also forbidden to you is) that which has been slaughtered at altars (set up for false deities), and (you are also not permitted) that you seek to know your lot by the divining arrows. These are all acts of disobedience. This day have those who disbelieve despaired of (harming) your Faith. So do not hold them in awe but stand in awe of Me. This day have I perfected for you your faith and completed My blessings upon you and have chosen Islam for your religion (so abide by all these limits imposed upon you with regard to taking your food); but he who is forced by extreme hunger without being wilfully inclined to sin then, surely (he will find that) Allah is Great Protector, Ever Merciful. ( Amatul Rahman Omar )

5.3 - FORBIDDEN to you is carrion, and blood, and the flesh of swine, and that over which any name other than God's has been invoked, and the animal that has been strangled, or beaten to death, or killed by a fall, or gored to death, or savaged by a beast of prey, save that which you (yourselves) may have slaughtered while it was still alive; and (forbidden to you is) all that has been slaughtered on idolatrous altars. And (you are forbidden) to seek to learn through divination what the future may hold in store for you: this is sinful conduct. Today, those who , are bent on denying the truth have lost all hope of (your ever forsaking) your religion: do not, then, hold them in awe, but stand in awe of Me! Today have I perfected your religious law for you, and have bestowed upon you the full measure of My blessings, and willed that self-surrender unto Me shall be your religion. As for him, however, who is driven (to what is forbidden) by dire necessity and not by an inclination to sinning -behold, God is much-forgiving, a dispenser of grace. ( Mohammad Asad )

5.3 - Forbidden unto you (for food) are carrion and blood and swineflesh, and that which hath been dedicated unto any other than Allah, and the strangled, and the dead through beating, and the dead through falling from a height, and that which hath been killed by (the goring of) horns, and the devoured of wild beasts, saving that which ye make lawful (by the death-stroke), and that which hath been immolated unto idols. And (forbidden is it) that ye swear by the divining arrows. This is an abomination. This day are those who disbelieve in despair of (ever harming) your religion; so fear them not, fear Me! This day have I perfected your religion for you and completed My favour unto you, and have chosen for you as religion AL-ISLAM. Whoso is forced by hunger, not by will, to sin: (for him) lo! Allah is Forgiving, Merciful. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

5.3 - "Forbidden to you is that which dies of itself, and blood, andflesh of swine, and that on which any other name than that ofAllah has been invoked, and the strangled (animal) and thatbeaten to death, and that killed by a fall and that killed by beingsmitten with the horn, and that which wild beasts have eaten,except what you slaughter, and what is sacrificed on stones set up(for idols) and that you divide by the arrows; that is a transgression.This day have those who disbelieve despaired of yourreligion, so fear them not, and fear Me. This day have I perfectedfor you your religion and completed My favor on you andchosen for you Islam as a religion; but whoever is compelledby hunger, not inclining willfully to sin, then surely Allah is Forgiving,Merciful." ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

5.3 - Forbidden to you is anything that dies by itself, and blood and pork, as well as whatever has been consecrated to something besides God, and whatever has been strangled, beaten to death, trapped in a pit, gored, and what some beast of prey has begun to eat, unless you give it the final blow; and what has been slaughtered before some idol, or what you divide up in a raffle; (all) that is immoral! Today those who disbelieve despair about your religion, so do not dread them, and (rather) dread Me. (Today I have perfected your religion for you, and completed My favor towards you, and have consented to grant you (Islam) as a religion: a commitment to live in peace .) Anyone who is obliged to do so while (he is) starving, yet without deliberately sinning, (will find) God is Forgiving, Merciful. ( Thomas B Irving )


----- 5 - Maide suresi 73. ayet (Genel: 5 - İniş: 112 - Alfbetik: 60) -----

(٥-٧٣)
لَقَدْ كَفَرَ الَّذٖينَ قَالُوا اِنَّ اللّٰهَ ثَالِثُ ثَلٰثَةٍ وَمَا مِنْ اِلٰهٍ اِلَّا اِلٰهٌ وَاحِدٌ وَاِنْ لَمْ يَنْتَهُوا عَمَّا يَقُولُونَ لَيَمَسَّنَّ الَّذٖينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ

5.73 - Legad keferallezine galu innallahe salisu selaseh, ve ma min ilahin illa ilahuv vahıd, ve il lem yentehu amma yegulune leyemessennellezine keferu minhum azabun elim. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

5.73 - Andolsun, "Allah, ucun ucuncusudur" diyenler kafir oldu. Halbuki bir tek ilahtan başka hicbir ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgecmezlerse, andolsun onlardan inkar edenlere elbette, elem dolu bir azap dokunacaktır. ( Diyanet Meali )

5.73 - Elbette kufretti şunlar: «Allah ucun ucuncusu» diyenler, halbuki bir tek ilahdan başka ilah yok, eğer bu dediklerinden vaz gecmezlerse elbette işlerinden kafir kalanlarına şubhesiz ki bir elim azab dokunacaktır, ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

5.73 - Elbette kafir olmuşlardır, «Tanrı şuphesiz ucun ucuncusudur,» diyen kimseler. Halbuki, bir olan Allah Teala'dan başka hic bir Tanrı yoktur. Ve eğer dediklerine nihayet vermezlerse onlardan kafir olanlara elbette pek acıklı bir azap dokunacaktır. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

5.73 - «Allah hakıykaten ucun (uc Tanrının) biridir» diyenler andolsun, kafir olmuşdur. Halbuki bir tek Tanrıdan başka hic bir tanrı yokdur. Eğer diyegeldikleri (bu sozden) vaz gecmezlerse iclerinden o kafir olanlara her halde pek acıklı bir azab dokunacakdır. ( Hasan Basri Cantay Meali )

5.73 - Andolsun, "Allah ucun ucuncusudur" diyenler kufre duşmuştur. Oysa tek bir ilahtan başka ilah yoktur. Eğer soylemekte olduklarından vazgecmezlerse, onlardan inkar edenlere mutlaka (acı) bir azab dokunacaktır. ( Ali Bulac Meali )

5.73 - And olsun ki, Allah ucun ucuncusudur (uc ilahtan biridir) diyenler de kafir olmuşlardır. Halbuki bir ilahtan başka ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgecmezlerse, şuphesiz onlardan kufre girenlere elem verici bir azab vardır. ( Celal Yıldırım Meali )

5.73 - Gercekten, Tek Allahtan başka hicbir ilah olmadığını gordukleri halde "Bakın, Allah uclunun ucuncusudur" diyenler, hakikati inkar etmiş olurlar. Ve onlar bu iddialarından vazgecmedikce, hakikati inkar eden bu gibilerin başına şiddetli bir azap gelecektir. ( Muhammed Esed Meali )

5.73 - "Allah, uc ilahdan ucuncusudur." diyenler, elbette kafir olmuşlardır. Halbuki bir tek ilah'dan başka hic bir ilah yoktur. Eğer bu soylediklerinden vazgecmezlerse, iclerinden kufurde kalanlara muhakkak cok acıklı bir azab değecektir. ( Ali Fikri Yavuz Meali )

5.73 - Allah, ucun ucuncusudur diyenler elbette kafir olmuşlardır. Oysa yalnız bir tek tanrı vardır, başka tanrı yoktur. Bu dediklerinden vazgecmezlerse elbette onlardan inkar edenlere acı bir azab dokunacaktır. ( Suleyman Ateş Meali )

5.73 - Yemin olsun ki, "Allah, ucun ucuncusudur!" diyenler de kufre batmıştır. Bir tek Tanrı dışında hicbir ilah yoktur. Bu soyleyegeldiklerine son vermezlerse, onların kufre sapanlarına korkunc bir azap mutlaka gelip catacaktır. ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

5.73 - Allah uc uknumdan biridir diyenler de kafir olurlar. Halbuki bir tek İlahtan başka ilah yoktur. Eğer bu batıl iddialarından vazgecmezlerse iclerinden kafir kalanlara mutlaka can yakıcı bir azap dokunacaktır. ( Suat Yıldırım Meali )

5.73 - Şuphe yok ki kafir olmuşlardır, Allah, ucun ucuncusudur diyenler ve kulluk edilecek tek bir Tanrı vardır ancak. Soyledikleri sozden donmezlerse iclerinden kafir olanlar, pek elemli bir azaba uğrayacaklardır. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

5.73 - Şuphesiz, -Allah, ucun ucuncusudur, diyenler kafir olmuştur. Oysa tek olan ilahtan başka bir ilah yoktur. Soylediklerinden vazgecmezlerse elbette kufredenlere acıklı bir azap dokunacaktır. ( Şaban Piriş Meali )

5.73 - Andolsun «Allah, ucun ucuncusudur» diyenler de kafir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah'danbaşka hicbir tanrı yoktur. Eğer diye geldiklerinden vazgecmezlerse, iclerinden kafir olanlara acı bir azap isabet edecektir. ( Diyanet Vakfı Meali )

5.73 - «Allah, ucun ucuncusudur.» Diyenler elbette kafir oldu. Oysa, bir tek ilahtan başka ilah yoktur. Eğer bu dediklerinden vazgecmezlerse, iclerinden kafir olarak kalanlara kesinlikle pek acı veren bir azap dokunacaktır. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

5.73 - «Allah, ucun ucuncusudur» diyenler elbette kafir olmuşlardır. Oysa tek ilahtan başka ilah yoktur. Eğer soylediklerinden vazgecmezlerse, elbette onlardan inkar edenlere acı bir azap dokunacaktır. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

5.73 - Allah ucun ucuncusudur diyenler de kesinlikle kafir olmuşlardır. Tek Allah'tan başka hicbir ilah yoktur. Eğer onlar bu dediklerinden vazgecmezler ise onların icinde kafirlerin başlarına acıklı bir azap gelecektir. ( Fizilalil Kuran Meali )

5.73 - They do blaspheme who say: Allah is one of three in a trinity: for there is no god except One God. If they desist not from their word (of blasphemy), verily a grievous penalty will befall the blasphemers among them. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

5.73 - They surely disbelieve who say: Lo! Allah is the third of three; when there is no God save the One God. If they desist not from so saying a painful doom will fall on those of them who disbelieve. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

5.73 - They do blaspheme who say: Allah is one of three in a trinity: for there is no god except One God. If they desist not from their word (of blasphemy), verily a grievous penalty will befall the blasphemers among them. ( Abdullah Yusuf Ali )

5.73 - Assuredly they disbelieve who say: God is the third of the three; whereas there is no god except the One God. And if they desist not from that which they say, there shall surely befall those of them who have disbelieved a torment afflictive. ( Abdul Majid Daryabadi )

5.73 - Most certainly, they have disbelieved who say, 'Allah is the third of the three.' But infact there is no other, cannot be and will never be One worthy of worship except One God. And if they refrain not from what they say, there shall certainly befall those who disbelieve from among them, a grievous punishment. ( Amatul Rahman Omar )

5.73 - Indeed, the truth deny they who say, "Behold, God is the third of a trinity" - seeing that there is no deity whatever save the One God. And unless they desist from this their assertion, grievous suffering is bound to befall such of them as are bent on denying the truth. ( Mohammad Asad )

5.73 - They surely disbelieve who say: Lo! Allah is the third of three; when there is no God save the One God. If they desist not from so saying a painful doom will fall on those of them who disbelieve. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

5.73 - "Certainly they disbelieve who say: Surely Allah is thethird (person) of the three; and there is no god but the one Allah,and if they desist not from what they say, a painful chastisementshall befall those among them who disbelieve." ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

5.73 - Those who say: "God is the third of three," have disbelieved! There is no deity except God Alone. If they do not stop saying what they Say, painful torment will afflict those among them who disbelieve. ( Thomas B Irving )


----- 6 - Enam suresi 14. ayet (Genel: 6 - İniş: 55 - Alfbetik: 20) -----

(٦-١٤)
قُلْ اَغَيْرَ اللّٰهِ اَتَّخِذُ وَلِیًّا فَاطِرِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَهُوَ يُطْعِمُ وَلَا يُطْعَمُ قُلْ اِنّٖى اُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ اَوَّلَ مَنْ اَسْلَمَ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِكٖينَ

6.14 - Gul eğayrallahi ettehızu veliyyen fatırıs semavati vel ardı ve huve yut'ımu ve la yut'am, gul inni umirtu en ekune evvele men esleme ve la tekunenne minel muşrikin. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

6.14 - De ki: "Goklerin ve yerin yaratıcısı olan, beslediği halde beslenmeye ihtiyacı olmayan Allah'tan başkasını mı dost edineceğim." De ki: "Bana, (Allah'a) teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma (denildi)." ( Diyanet Meali )

6.14 - Ya, de: O goklerin yerin yaradanı Allahdanbaşkasını mı veliy ittihaz edeceğim? Halbuki o besliyor da kendisi beslenmekten munezzeh bulunuyor ve ben cidden ehli islamın birincisi olmakla emrolundum ve sakın muşriklerden olma! buyuruldu ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

6.14 - De ki: «Goklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah Teala'dan başkasını veli ittihaz eder miyim? Halbuki, O besliyor ve kendisi beslenmekten munezzeh bulunuyor.» De ki: «Ben muhakkak emrolundum ki, ehl-i İslam'ın birincisi olayım ve (bana) sakın muşriklerden olma!» (buyuruldu). ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

6.14 - De ki: «Gokleri, yeri yokdan var eden —ki O yedir (ib besl) iyor, kendisi yediril (ib beslen) miyor (ve bundan munezzeh bulunuyor) Allahdanbaşkasını mı Tanrı edinecekmişim ben»? De ki: «Bana hakıykaten musluman olanların birincisi olmaklığım emredildi. Sakın Allaha eş tutanlardan olma (denildi)». ( Hasan Basri Cantay Meali )

6.14 - De ki: "O, gokleri ve yeri yaratırken ve O, (hep) besleyen (hic) beslenmezken, ben Allah'tan başkasını mı veli edineceğim?" De ki: "Bana gercekten musluman olanların ilki olmam emredildi ve sakın muşriklerden olma." (denildi.) ( Ali Bulac Meali )

6.14 - De ki: Allah'tan başkasını mı dost edinirim ? O ki, goklerin ve yerin orneksiz, benzersiz yaradanıdır. O, rızık verip yedirir; kendisi yedirilip rızıklanmaz. De ki: Ben. dini Allah'a halis kılıp O'na teslimiyet gosterenlerin ilki olmakla emrolundum ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma. ( Celal Yıldırım Meali )

6.14 - De ki: "Hayat veren ve hicbir şeye muhtac olmayan O dururken goklerin ve yerin yaratıcısı olan Allahtan başka birini mi dost edineceğim?" De ki: "Ben, Allaha teslim olanların oncusu olmakla emrolundum, Allahtan başkasına ilahlık yakıştıranlar arasında bulunmakla değil". ( Muhammed Esed Meali )

6.14 - De ki: "- Gokleri ve yeri yaratan Allah'danbaşkasını mı dost edinirim? Halbuki o, rızık veriyor, yediriyor; ve yedirilmekten, beslenmekten munezzeh bulunuyor." De ki:"- Bana, İslamı kabul edenlerin ilki olmaklığım emredildi ve sakın muşriklerden olma (denildi.)" ( Ali Fikri Yavuz Meali )

6.14 - De ki: "Gokleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat kendisi beslenmeyen Allah'tan başka dost mu tutayım?" "Bana, İslam olanların ilki olmam emredildi de!" ve sakın ortak koşanlardan olma! ( Suleyman Ateş Meali )

6.14 - De ki: "Goklerin ve yerin Fatır'ı olan o yaratıcıdan, o yedirip doyuran ama kendisi yedirilip beslenmeyen Allah'tan başkasını mı veli edineyim?" De ki: "Bana, İslam'ı/Allah'a teslim olmayı secenlerin ilki olmam emredildi." Ve sakın şirke sapanlardan olma! ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

6.14 - De ki: "Gokleri, yeri yaratan, beslenmeyip besleyen Allah'tan başkasını mı Tanrı edinecek mişim?" "Doğrusu, bana, Allah'a teslim ve itaat edenlerin ilki olmam emredildi" de, ve "sakın muşriklerden olma!" buyuruldu. ( Suat Yıldırım Meali )

6.14 - De ki: Gokleri ve yeryuzunu yoktan var eden Allah'tan başkasını mı dost edineyim ve o, yedirip doyurur, yiyip doymaya ihtiyacı yoktur. De ki: Bana, Musluman olanların ilki olmam ve muşriklerden olmamam emredildi. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

6.14 - De ki: -Gokleri ve yeri yoktan yaratan, doyuran fakat doyurulmayan Allah'tan başka birini mi veli edineyim? De ki: -(Allah'a) teslim olanların ilki olmakla ve sakın muşriklerden olma, diye emrolundum. ( Şaban Piriş Meali )

6.14 - De ki: Gokleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiği halde yedirilmeyen Allah'tan başkasını mı dost edineceğim! De ki: Bana musluman olanların ilki olmam emredildi ve sakın muşriklerden olma! (denildi). ( Diyanet Vakfı Meali )

6.14 - De ki: «Goklerin ve yerin yaratanı olan Allah'tan başkasını mı dost edineceğim? Oysa O, yedirip besler, kendisi ise beslenmekten munezzehtir.» De ki: «Ben ehl-i İslamın birincisi olmakla emrolundum ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!» buyuruldu. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

6.14 - De ki: «Gokleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat kendisi beslenmeyen Allah'tan başka dost mu tutayım?» «Ben İslam olanların ilki olmakla emrolundum» de ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

6.14 - De ki; «Allah'danbaşkasını mı dost edineyim ki, O goklerin ve yerin yoktan var edicisidir, yedirir, fakat yedireni yoktur.» De ki; «Muslumanların ilki olmam emredildi, bana 'sakın Allah'a ortak koşanlardan olma' denildi.» ( Fizilalil Kuran Meali )

6.14 - Say: shall I take for my protector any other than Allah, the maker of the heavens and the earth? and He it is that feedeth but is not fed. Say: nay but I am commanded to be the first of those who bow to Allah (in Islam), and be not thou of the company of those who join gods with Allah. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

6.14 - Say: Shall I choose for a protecting friend other than Allah, the Originator of the heavens and the earth, who feedeth and is never fed? Say: I am ordered to be the first to surrender (unto Him). And be not thou (O Muhammad) of the idolaterss ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

6.14 - Say: shall I take for my protector any other than Allah, the maker of the heavens and the earth? and He it is that feedeth but is not fed. Say: nay but I am commanded to be the first of those who bow to Allah (in Islam), and be not thou of the company of those who join gods with Allah. ( Abdullah Yusuf Ali )

6.14 - Say thou: Shall I take for a patron any other than Allah, the Maker of the heavens and the earth! And He feedeth, and is not fed. Say thou: I am commanded that I be the first who submitteth himself, and that: be thou not of the associaters. ( Abdul Majid Daryabadi )

6.14 - Say, 'Shall I take to myself a patron other than Allah, the Originator of the heavens and the earth? It is He Who feeds but is fed by none.' Say, 'I have surely been commanded that I be the first of those who submit (to God).' (It has been said to them,) 'Be not of those who associate partners with Allah.' ( Amatul Rahman Omar )

6.14 - Say: "Am I to take for my master anyone but God, the Originator of the heavens and the earth, when it is He who gives nourishment and Himself needs none?” Say: "I am bidden to be foremost among those who surrender themselves unto God, and not to be among those who ascribe divinity to aught beside Him." ( Mohammad Asad )

6.14 - Say: Shall I choose for a protecting friend other than Allah, the Originator of the heavens and the earth, who feedeth and is never fed? Say: I am ordered to be the first to surrender (unto Him). And be not thou (O Muhammad) of the idolaterss ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

6.14 - Say: Shall I take a guardian besides Allah, the Originatorof the heavens and the earth, and He feeds (others) and is not(Himself) fed. Say: I am commanded to be the first who submitshimself, and you should not be of the polytheists. ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

6.14 - SAY: "Shall I adopt someone as a patron besides God, the Deviser of the Heavens and Earth? He feeds (everybody), yet is not fed!" SAY: "I have been ordered to be the first who has committed himself to (live at) peace. Do not be an associator!" ( Thomas B Irving )


----- 6 - Enam suresi 40. ayet (Genel: 6 - İniş: 55 - Alfbetik: 20) -----

(٦-٤٠)
قُلْ اَرَاَيْتَكُمْ اِنْ اَتٰيكُمْ عَذَابُ اللّٰهِ اَوْ اَتَتْكُمُ السَّاعَةُ اَغَيْرَ اللّٰهِ تَدْعُونَ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقٖينَ

6.40 - Gul eraeytekum in etakum azabullahi ev etetkumus saatu eğayrallahi ted'un, in kuntum sadigin. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

6.40 - (Ey Muhammed!) De ki: "Soyleyin bakalım. Acaba size Allah'ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip catsa (boyle bir durumda) siz Allah'tan başkasını mı cağırırsınız? Eğer (putların size yararı dokunduğu iddianızda) doğru soyleyenlerseniz (haydi onları yardıma cağırın). ( Diyanet Meali )

6.40 - De ki: bir duşunurmusun kendinizi? eğer Allahın azabı başınıza gelir veya o saat başınıza gelirse Allahdanbaşkasına mı dua edersiniz? eğer doğru soylerseniz soyleyin bakayım? ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

6.40 - De ki: «Siz bana haber verebilir misiniz? Eğer size Allah Teala'nın azabı gelirse veya size kıyamet gelirse Allah Teala'dan başkasına mı niyazda bulunursunuz? Eğer siz doğru sozlu kimseler iseniz (soyleyin bakalım!).» ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

6.40 - De ki: «Bana haber verir misin: Eğer size Allahın azabı gelir, yahud size kıyamet gelib catarsa Allahdanbaşkasını mı cağıracaksınız? Eğer (putlarınızın şefaatci olduğunu soylemekde) saadık (adamlar) iseniz (cağırın onları bakayım)»! ( Hasan Basri Cantay Meali )

6.40 - De ki: "Duşundunuz mu hic; eğer size Allah'ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip catarsa, Allah'tan başkasını mı cağıracaksınız? Eğer doğru sozluler iseniz (cağırın bakalım.)" ( Ali Bulac Meali )

6.40 - De ki: (Ey inkarcı sapıklar!) bana haber verin, size Allah'ın azabı gelecek olsa veya Kıyamet saati gelip catsa Allah'tan başkasını mı cağırır, dua edersiniz ? Doğrulardan iseniz (soyleyin gerceği). ( Celal Yıldırım Meali )

6.40 - De ki: "(Bu dunyada) Allahın azabına carptırıldığınız zaman yahut Son Saat gelip cattığında Allahtan başkasına yalvardığınızı duşunebilir misiniz? (Soyleyin bana,) eğer doğru sozlu insanlar iseniz! ( Muhammed Esed Meali )

6.40 - (Ey Rasulum), muşriklere soyle: "- Bana haber verir misiniz, eğer Allah'ın azabı, yahut kıyamet başınıza gelirse, Allah'danbaşkasına mı yalvarırsınız? Eğer doğru soyleyen insanlarsanız... (Putlar ilah'dır sozunde gercekci iseniz, kurtulmanız icin onlara yalvarıp dua edin.) ( Ali Fikri Yavuz Meali )

6.40 - De ki: "Duşundunuz mu kendinizi hic? Size Allah'ın azabı gelse, ya da o (Duruşma) sa'at(i) gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru (sozlu) iseniz (soyleyin). ( Suleyman Ateş Meali )

6.40 - De ki: "Bir duşunun bakalım! Allah'ın azabı yakanıza yapışsa yahut o saat gelip catsa, Allah'tan başkasına mı yakarırsınız? Doğru sozlu iseniz soyleyin!" ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

6.40 - De ki: "Soyleyin bakalım, eğer size Allah'ın azabı gelir yahut kıyamet gelip catarsa Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru kimseler iseniz haydi soyleyin gerceği!" ( Suat Yıldırım Meali )

6.40 - De ki: Gercekseniz, size Allah'ın azabı gelir catar, yahut başınıza kıyamet koparsa Allah'tan başkasını mı cağırır, ondan başkasına mı dua edersiniz, bana haber verir misiniz siz? ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

6.40 - De ki: -Eğer doğruysanız bana haber verir misiniz, Allah'ın azabı size ulaşır, veya kıyamet saati size gelip catarsa, Allahtan başkasına mı yalvarırsınız? ( Şaban Piriş Meali )

6.40 - De ki: Ne dersiniz; size Allah'ın azabı gelse veya o kıyamet gelip catıverse size, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru sozlu iseniz (soyleyin bakalım)! ( Diyanet Vakfı Meali )

6.40 - De ki: «Kendinizi bir duşunur musunuz, Allah'ın azabı başınıza gelse veya kıyamet başınıza kopsa Allah'tan başkasına mı dua edersiniz? Eğer doğru soyluyorsanız soyleyin bakalım!» ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

6.40 - De ki: «Kendinizi hic duşundunuz mu, Allah'ın azabı size gelse veya kıyamet vakti gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer sozunde doğru kimselerseniz cevap verin». ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

6.40 - De ki; «Eğer başınıza Allah'ın azabı kıyamet ile yuzyuze gelseniz, doğru konuşacaksanız soyleyin bakalım acaba (bu durumda) Allah'danbaşkasına mı yalvarırsınız? ( Fizilalil Kuran Meali )

6.40 - Say: think ye to yourselves, if there come upon you the wrath of Allah, or the hour (that ye dread), would ye then call upon other than Allah? (reply) if ye are truthful ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

6.40 - Say: Can ye see yourselves, if the punishment of Allah come upon you or the Hour come upon you? Do ye then call (for help) to any other than Allah? (Answer that) if ye are truthful. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

6.40 - Say: think ye to yourselves, if there come upon you the wrath of Allah, or the hour (that ye dread), would ye then call upon other than Allah? (reply) if ye are truthful ( Abdullah Yusuf Ali )

6.40 - Say thou: look ye now, were Allah's torment to come upon you, or the Hour come upon you, would ye then cry unto other than Allah, if ye are truthful? ( Abdul Majid Daryabadi )

6.40 - Say, 'Do you ever consider if the punishment of Allah comes upon you or the (promised) Hour overtakes you, will you (then) call upon (any god) other than Allah, if what you say be true? ( Amatul Rahman Omar )

6.40 - Say: "Can you see yourselves invoking any but God when God's chastisement befalls you (in this world), or the Last Hour comes upon you? (Tell me this,) if you are men of truth! ( Mohammad Asad )

6.40 - Say: Can ye see yourselves, if the punishment of Allah come upon you or the Hour come upon you? Do ye then call (for help) to any other than Allah? (Answer that) if ye are truthful. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

6.40 - Say: Tell me if the chastisement of Allah should overtakeyou or the hour should come upon you, will you call (on others)besides Allah, if you are truthful? ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

6.40 - SAY:"Have you considered whether, once God's torment comes to you (all) or the Hour comes to you, you will appeal to someone instead of God if you are so truthful? ( Thomas B Irving )


----- 6 - Enam suresi 46. ayet (Genel: 6 - İniş: 55 - Alfbetik: 20) -----

(٦-٤٦)
قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَاْتٖيكُمْ بِهٖ اُنْظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الْاٰيَاتِ ثُمَّ هُمْ يَصْدِفُونَ

6.46 - Gul eraeytum in ehazallahu sem'akum ve ebsarakum ve hateme ala gulubikum men ilahun ğayrullahi yee'tikum bih, unzur keyfe nusarriful ayati summe hum yasdifun. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

6.46 - De ki: "Ne dersiniz, eğer Allah sizin kulağınızı ve gozlerinizi alır, kalplerinizi de muhurlerse, Allah'tan başka onu size (geri) getirecek ilah kimmiş?" Bak, biz ayetleri değişik bicimlerde nasıl acıklıyoruz, sonra onlar nasıl yuz ceviriyorlar? ( Diyanet Meali )

6.46 - De ki soyleyin bakayım: Eğer Allah sizin kulaklarınızı ve gozlerinizi alıverir ve kalblerinizi muhurleyiverirse kimdir Allahdanbaşka bir ilah ki onu size getirib verecek? Bak biz ayetlerimizi nasıl evirib cevirib turlu suretlere sokuyoruz? Sonra da onlar nasıl geciveriyorlar? ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

6.46 - De ki: «Haber veriniz, Eğer Allah Teala sizin kulaklarınızı ve gozlerinizi alıverse ve kalblerinizin uzerini muhurlese Allah Teala'dan başka onu size getirecek hangi bir ilah vardır?» Bak Biz ayetleri nasıl acıklıyoruz, sonra onlar yuz ceviriyorlar. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

6.46 - (Habibim, Mekkelilere) de ki: «Bana haber verin: Eğer Allah kulağınızı, gozlerinizi al (ıb sizi sağır ve kor bırak) ırsa, kalblerinizin ustune bir de muhur vurursa Allahdanbaşka onları size getirecek tanrı kimdir»? Bak, ayetlerimizi turlu turlu nasıl acıklıyoruz da onlar yine (bu ayetlerimizden) yuz ceviriyorlar. ( Hasan Basri Cantay Meali )

6.46 - De ki: "Duşundunuz mu hic; eğer Allah sizin işitmenizi ve gormenizi alıverir ve kalplerinizi muhurlerse, onları size Allah'tan başka getirebilecek ilah kimdir?" Bak, biz nasıl ayetleri 'ceşitli bicimlerde acıklıyoruz da' sonra onlar (yine) sırt cevirip engelliyorlar? ( Ali Bulac Meali )

6.46 - De ki: Haber verin bana, eğer Allah işitmenizi ve gozlerinizi alır, kalbleriniz uzerini muhurlerse, Allah'tan başka hangi ilah onu size getirir? Dikkat et, ayetlerimizi nasıl turlu turlu acıklayıp ceviriyoruz, sonra da onlar (inkarcı sapıklar) yuzceviriyorlar! ( Celal Yıldırım Meali )

6.46 - De ki: "Ne sanıyorsunuz? Eğer Allah işitme ve gorme duyularınızı elinizden alır ve kalplerinizi muhurlerse onları size Allahtan başka hangi ilah geri verebilir?" Bakın mesajlarımızı nasıl cok yonlu dile getiriyoruz, ama hala kucumseyerek yuz ceviriyorlar! ( Muhammed Esed Meali )

6.46 - (Mekke'lilere) soyle: "- Bana haber verin bakayım! Eğer Allah, kulaklarınızı sağır, gozlerinizi kor eder ve kalblerinizi muhurleyiverirse, Allah'danbaşka onları size getirecek ilah kimdir? Bak, ayetlerimizi nasıl tekrar edip beyan ediyoruz? Sonra onlar yine bu ayetlerimizden yuz ceviriyorlar!..." ( Ali Fikri Yavuz Meali )

6.46 - De ki: "Soyleyin bana, eğer Allah işitme(duyu)nuzu ve gozlerinizi alsa, kalblerinizin ustune de muhur vursa, Allah'tan başka bun(lar)ı size getir(ip ver)ecek tanrı kimdir?" Bak, nasıl ayetleri dondurup turlu turlu acıklıyoruz, sonra yine onlar yuz ceviriyorlar? ( Suleyman Ateş Meali )

6.46 - De ki: "Duşunun bakalım; Allah, işitme gucunuzu, gozlerinizi alsa, kalpleriniz uzerine muhur bassa, Allah'tan başka hangi ilah onları size geri verecek?" Bak nasıl turlu turlu acıklıyoruz ayetleri, yine de yuz ceviriyorlar! ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

6.46 - De ki: "Soyleyin bakalım: Eğer Allah işitme ve gorme duyunuzu alır, kalplerinizin ustune bir de muhur vurursa Allah'tan başka hangi tanrı onları size geri getirebilir?"Bak, ayetlerimizi nasıl turlu turlu acıklıyoruz da, sonra onlar nasıl yuzceviriyorlar! ( Suat Yıldırım Meali )

6.46 - De ki: Allah kulaklarınızı sağır, gozlerinizi kor eder ve kalplerinizi muhurlerse Allah'tan başka hangi mabuttur dersiniz onları size geri verecek? Bak da gor, nasıl deliller getiriyoruz da gene onlara yuz ceviriyorlar. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

6.46 - De ki: -Soyleyin bana; Allah, kulaklarınızı ve gozlerinizi alsa, kalplerinizi de muhurlese, Allah'tan başka onu size geri getirecek ilah kimdir? Ayetleri nasıl acıkladığımıza bir bak, sonra da onlar nasıl yuz ceviriyorlar... ( Şaban Piriş Meali )

6.46 - De ki: Ne dersiniz; eğer Allah kulaklarınızı sağır, gozlerinizi kor eder, kalplerinizi de muhurlerse bunları size Allah'tan başka hangi tanrı geri verebilir! Bak, delilleri nasıl acıklıyoruz. Onlar hala yuz ceviriyorlar! ( Diyanet Vakfı Meali )

6.46 - De ki: «Soyleyin bakayım, eğer Allah, kulaklarınızı ve gozlerinizi alır, kalplerinizi muhurleyiverirse, Allah'tan başka hangi tanrı onu size iade edecek?» Bak Biz delillerimizi nasıl evirip cevirip turlu turlu acıklıyoruz! Sonra da onlar nasıl (yuz cevirip) geciveriyorlar! ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

6.46 - De ki: «Soyleyin bakalım, eğer Allah kulaklarınızı ve gozlerinizi alır da kalblerinize muhur vurursa, Allah'tan başka onları size getirecek tanrı kimdir?». Dikkat et, ayetlerimizi nasıl turlu turlu acıklıyoruz, sonra da onlar yuz ceviriyorlar? ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

6.46 - De ki, 'Eğer Allah kulaklarını sağır, gozlerini kor etse ve kalplerinize muhur vursa, acaba Allah'danbaşka hangi ilah bunları size geri verebilir?' Nasıl ayetlerimizi ceşitli acılardan acıkladığımızı ve sonradan onların nasıl yuz cevirdiklerini goruyor musun? ( Fizilalil Kuran Meali )

6.46 - Say: think ye, if Allah took away your hearing and your sight, and sealed up your hearts, whoa Allah other than Allah could restore them to you? see how we explain the Signs by various (symbols); yet they turn aside. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

6.46 - Say: Have ye imagined, if Allah should take away your hearing and your sight and seal your hearts, who is the God who could restore it to you save Allah? See how We display the revelations unto them? Yet still they turn away. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

6.46 - Say: think ye, if Allah took away your hearing and your sight, and sealed up your hearts, whoa Allah other than Allah could restore them to you? see how we explain the Signs by various (symbols); yet they turn aside. ( Abdullah Yusuf Ali )

6.46 - Say thou: look ye were Allah to take away your hearing and your sight and seal up your hearts, what god, other than Allah, shall bring them unto you? Behold! how variously We propound the signs, yet they turn aside. ( Abdul Majid Daryabadi )

6.46 - Say, 'Have you ever considered if Allah were to take away your hearing and your sight and set a seal upon your hearts, what god other than Allah can restore these (boons) to you?' See how We expound (multiple) arguments in diverse ways. Yet they turn away thereafter. ( Amatul Rahman Omar )

6.46 - Say: "What do you think? If God should take away your hearing and your sight and seal your hearts - what deity but God is there that could bring it all back to you?" Behold how many facets we give to our messages-and yet they turn away in disdain! ( Mohammad Asad )

6.46 - Say: Have ye imagined, if Allah should take away your hearing and your sight and seal your hearts, who is the God who could restore it to you save Allah? See how We display the revelations unto them? Yet still they turn away. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

6.46 - Say: Have you considered that if Allah takes away yourhearing and your sight and sets a seal on your hearts, who is thegod besides Allah that can bring it to you? See how We repeatthe communications, yet they turn away. ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

6.46 - SAY: "Have you (all) considered whether, if God should snatch away your hearing and your eyesight, and sealed off your hearts, who is the god besides god (Himself) who can give them back to you?" Watch how We deal out signs, yet they still keep aloof! ( Thomas B Irving )


----- 6 - Enam suresi 56. ayet (Genel: 6 - İniş: 55 - Alfbetik: 20) -----

(٦-٥٦)
قُلْ اِنّٖى نُهٖيتُ اَنْ اَعْبُدَ الَّذٖينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ قُلْ لَا اَتَّبِعُ اَهْوَاءَكُمْ قَدْ ضَلَلْتُ اِذًا وَمَا اَنَا مِنَ الْمُهْتَدٖينَ

6.56 - Gul inni nuhitu en ağbudellezine ted'une min dunillah, gul la ettebiu ehvaekum gad daleltu izev ve ma ene minel muhtedin. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

6.56 - De ki: "Sizin, Allah'tan başka ibadet ettiğiniz şeylere ibadet etmem bana kesinlikle yasaklandı. Ben sizin arzularınıza uymam. (Uyarsam) o takdirde sapmış olurum, hidayete erenlerden olmam." ( Diyanet Meali )

6.56 - De ki ben sizin Allahdanbaşka taptıklarınıza ibadet etmekten nehyedildim, de ki: ben sizin hevalarınıza tabi' olmam, o takdirde şaşırmışım ve ben hidayete irenlerden değilmişim demek olur ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

6.56 - De ki: «Ben Allah Teala'dan başka taptığınız şeylere ibadetten nehyedilmiş bulunmaktayım.» De ki: «Sizin hevalarınıza asla uymam. O takdirde ben muhakkak dalalete duşmuş ve ben hidayete erenlerden olmamış olurum.» ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

6.56 - De ki: «Allahı bırakıb da tapdığınız şeylere tapmam bana yasak edildi». De ki: «Ben sizin heva (ve heves) lerinize asla uymam. Bu takdirde muhakkak sapmış ve ben doğru yola erenlerden olmamış bulunurum». ( Hasan Basri Cantay Meali )

6.56 - De ki: "Ben, sizin Allah'tan başka tapmakta olduklarınıza tapmaktan nehyedildim." De ki: "Ben sizin heva (istek ve tutku)larınıza uymam; yoksa bu durumda ben şaşırıp sapmış ve doğru yolu bulmamışlardan olurum." ( Ali Bulac Meali )

6.56 - De ki: Doğrusu ben sizin Allah'tan başka taptığınız şeye tapmaktan men'olundum. Ve de ki: Sizin heveslerinize de uymam, o takdirde hem sapıtırım, hem de doğru yol uzerinde bulunanlardan olmam. ( Celal Yıldırım Meali )

6.56 - (Hakikati inkar edenlere) de ki: "Allahı bırakıp yalvardığınız (varlıklar)a tapmaktan men olundum". De ki: "Ben sizin mesnetsiz goruşlerinize uymam, yoksa sapkınlığa duşerdim ve doğru yolu bulanlar arasında olmazdım". ( Muhammed Esed Meali )

6.56 - De ki: "- Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz putlara ibadet etmekten ben men edildim." De ki: "- Ben sizin arzularınıza uymam. O takdirde gercekten şaşırmışım demektir; ve doğru yola erenlerden olmamış bulunurum." ( Ali Fikri Yavuz Meali )

6.56 - De ki: "Ben, Allah'tan başka yalvardıklarınıza tapmaktan men'olundum." De ki: "Ben sizin keyiflerinize uymam, cunku o takdirde sapıtmış ve yola gelenlerden olmamış olurum." ( Suleyman Ateş Meali )

6.56 - De ki: "Ben, Allah'ı bırakıp da yakardıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım!" De ki: "Sizin keyiflerinize uymam! Cunku bunu yaparsam sapıtmış olurum, doğruyu ve guzeli bulanlardan olmam." ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

6.56 - De ki: "Allah'tan başka taptığınız şeylere ibadet etmem bana yasak kılındı." De ki: "Sizin keyfi arzularınıza uymayacağım; yoksa sapmış olurum." ( Suat Yıldırım Meali )

6.56 - De ki: Ben, Allah'ı bırakıp da taptıklarınıza tapmaktan nehyedildim. De ki: Sizin dileğinize uymam ben. Uyarsam şuphe yok ki doğru yoldan sapmış olurum ve doğru yolu bulanlardan olmam. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

6.56 - De ki: -Allah'tan başka yalvardıklarınıza benim kulluk etmem yasaklandı. De ki: -Sizin heveslerinize uymam, uyduğum takdirde sapıtır ve hidayete erenlerden olmamış olurum. ( Şaban Piriş Meali )

6.56 - De ki: Allah'ın dışında taptığınız şeylere tapmak bana yasak edildi. De ki: Ben sizin arzularınıza uymam, aksi halde sapıtırım da hidayete erenlerden olmam. ( Diyanet Vakfı Meali )

6.56 - De ki: «Ben sizin Allah'tan başka taptıklarınıza ibadet etmekten men edildim!» De ki: «Ben sizin carpık arzularınıza uymam. O zaman şaşırmış ve doğru yoldan gidenlerden olmamış olurum.» ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

6.56 - De ki: «Şuphesiz ki bana, Allah'tan başka yalvardıklarınıza ibadet etmem yasaklandı». De ki: «Sizin carpık isteklerinize uymayacağım, (eğer uyarsam) o zaman sapıtmış olur, doğru yolda gidenlerden olmamış olurum». ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

6.56 - De ki; «Sizin Allah dışında yalvardığınız ilahlara tapmak bana yasaklandı.» De ki; «Ben sizin keyfi arzularınıza uymam; uyarsam sapıtmış, doğru yolda gidenlerden olmamış olurum.» ( Fizilalil Kuran Meali )

6.56 - Say: I am forbidden to worship those others than Allah whom ye call upon. Say: I will not follow your vain desires: if I did, I would stray from the path, and be not of the company of those who receive guidance. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

6.56 - Say: I am forbidden to worship those on whom ye call instead of Allah. Say: I will not follow your desires, for then should I go astray and I should not be of the rightly guided. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

6.56 - Say: I am forbidden to worship those others than Allah whom ye call upon. Say: I will not follow your vain desires: if I did, I would stray from the path, and be not of the company of those who receive guidance. ( Abdullah Yusuf Ali )

6.56 - Say thou: verily I am forbidden to worship those whom ye call upon beside Allah. Say thou: I shall not follow your vain desires, for then I shall be gone astray, and shall not remain of the guided. ( Abdul Majid Daryabadi )

6.56 - Say, 'I am strictly forbidden to worship those (false gods) whom you call upon besides Allah.' Say, 'I do not follow your caprices. In that case I would have certainly become lost, and I would not have been of the guided ones.' ( Amatul Rahman Omar )

6.56 - SAY (to the deniers of the truth): "Behold, I have been forbidden to worship those (beings) whom you invoke instead of God." Say: "I do not follow your errant views -or else I should have gone astray, and should not be among those who have found the right path." ( Mohammad Asad )

6.56 - Say: I am forbidden to worship those on whom ye call instead of Allah. Say: I will not follow your desires, for then should I go astray and I should not be of the rightly guided. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

6.56 - Say: I am forbidden to serve those whom you call uponbesides Allah. Say: I do not follow your low desires. forthen indeed I should have gone astray and I should not be of thosewho go aright. ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

6.56 - (VII) SAY: "I am forbidden to serve those whom you appeal to instead of to God." SAY: "I do not follow your whims: in that case I would go astray and not be guided." ( Thomas B Irving )


----- 6 - Enam suresi 57. ayet (Genel: 6 - İniş: 55 - Alfbetik: 20) -----

(٦-٥٧)
قُلْ اِنّٖى عَلٰى بَيِّنَةٍ مِنْ رَبّٖى وَكَذَّبْتُمْ بِهٖ مَا عِنْدٖى مَا تَسْتَعْجِلُونَ بِهٖ اِنِ الْحُكْمُ اِلَّا لِلّٰهِ يَقُصُّ الْحَقَّ وَهُوَ خَيْرُ الْفَاصِلٖينَ

6.57 - Gul inni ala beyyinetim mir rabbi ve kezzebtum bih, ma ındi ma testağcilune bih, inil hukmu illa lillah, yegussul hagga ve huve hayrul fasılin. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

6.57 - De ki: "Şuphesiz ben, Rabbimden (gelen) kesin bir belge uzereyim. Siz ise onu yalanladınız. Sizin acele istediğiniz azap benim elimde değil. Hukum yalnızca Allah'a aittir. O, hakkı anlatır. O, hakkı batıldan ayırt edenlerin en hayırlısıdır." ( Diyanet Meali )

6.57 - De ki ben rabbımdan bir beyyine uzerindeyim, siz ise onu tekzib ettiniz, acele istediğiniz azab benim elimde değil, hukum ancak Allahındır, o hakkı anlatır, hem o da'va fasledenlerin en hayırlısıdır ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

6.57 - De ki: «Ben şuphesiz Rabbimden bir beyyine uzerindeyim. Siz ise O'nu tekzip ettiniz. Sizin alelacele istediğiniz şey benim yanımda değil, hukum ise ancak Allah'ındır. Hakkı o beyan eder ve o ayırdedenlerin en hayırlısıdır.» ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

6.57 - De ki: «Şubhesiz ben Rabbinden apacık bir huccetin (tam) ustundeyim. Siz ise onu yalan saydınız. Sizin carcabık (gelmesini) istemekde olduğunuz (azab) benim yanımda değildir. Hukum de Allahdanbaşkasının değildir ki doğruyu O haber verir ve O, ayırd edenlerin en hayırlısıdır». ( Hasan Basri Cantay Meali )

6.57 - De ki: "Ben, gercekten Rabbimden kesin bir belge uzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azab) yanımda değildir. Hukum yalnızca Allah'ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırd edenlerin en hayırlısıdır." ( Ali Bulac Meali )

6.57 - De ki: Şuphesiz ki ben, Rabbimden (hakkı ve gerceği yansıtan) acık belge uzereyim ve siz onu yalan saydınız; acele edip isteye durduğunuz azab da elimde değildir; hukum ancak Allah'ındır; O hakkı anlatır, O (hakkı batıldan, iyiyi kotuden, doğruyu eğriden) ayırd edenlerin en hayırlısıdır. ( Celal Yıldırım Meali )

6.57 - De ki: "Bakın, ben Rabbimden gelen acık bir kanıta dayanmaktayım; ve (bu şekilde) siz Onu yalanlamış oluyorsunuz! (Bilgisizliğiniz yuzunden) bu kadar şiddetle arzuladığınız şey benim elimde değil: Hukum ancak Allaha aittir. O hakikati ilan edecektir, cunku (hak ile batıl arasında) en iyi hukum veren Odur." ( Muhammed Esed Meali )

6.57 - De ki: "- Ben, Rabbimden acık bir huccet (Kur'an) uzereyim. Siz ise, onu yalanladınız. Acele istediğiniz azab benim elimde değil. Azabı cabuklaştırmak veya geciktirme hususunda hukum ancak Allah'ındır. O, hakkı anlatır ve O, hukum verenlerin en hayırlısıdır. ( Ali Fikri Yavuz Meali )

6.57 - De ki: "Ben, Rabbimden (gelen) acık bir delil uzerindeyim. Siz ise onu yalanladınız. Acele istediğiniz (azab) da benim yanımda değildir. Hukum vermek, yalnız Allah'a aittir. (O) gerceği anlatır ve O, (davayı cozup) ayırdedenlerin en iyisidir." ( Suleyman Ateş Meali )

6.57 - De ki: "Ben Rabbimden gelen bir beyyine uzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hukum yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip cozum getirenlerin en hayırlısı O'dur." ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

6.57 - De ki: "Ben Rabbimden gelen apacık bir delile dayanmaktayım. Siz ise, onu yalan saydınız. Gelmesi icin acele ettiğiniz azap da benim elimde değildir. Azabı cabuklaştırmak veya ertelemek hakkındaki hukum, ancak Allah'ındır. O doğru haber verir. O doğruyu eğriden ayırt edenlerin, hukmedenlerin en hayırlısıdır." ( Suat Yıldırım Meali )

6.57 - De ki: Ben, sizin yalan saydığınız apacık, belli-beyan deliline uydum Rabbimin. Cabucak gelmesini istediğiniz azap da benim elimde değil. Hukum, ancak Allah'ın, doğruyu haber veren odur ve odur ayırt edenlerin en hayırlısı. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

6.57 - Ve yine de ki: -Ben, Rabbimden gelen apacık bir belge uzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Sizin cabucak gelmesini istediğiniz şey benim yanımda değildir. Hukum yalnız Allah'a aittir. O ayıranların en hayırlısı olarak gerceği anlatır. ( Şaban Piriş Meali )

6.57 - De ki: Şuphesiz ben Rabbimden gelen apacık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Cabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir. Hukum ancak Allah'ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hukum verenlerin en hayırlısıdır. ( Diyanet Vakfı Meali )

6.57 - De ki: «Ben Rabbimden apacık bir delile dayanmaktayım, siz ise O'na yalan dediniz. Cabuk gelmesini istediğiniz azap benim elimde değil; hukum ancak Allah'ındır. Gerceği O anlatır. Hem O, gerceği batıldan ayırt edenlerin en iyisidir. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

6.57 - De ki: «Ben Rabbimden apacık bir delile dayanmaktayım, siz ise onu yalanladınız. O cabuk gelmesini istediğiniz azab benim elimde değildir, hukum ancak Allah'a aittir, gerceği O anlatır ve O, hakkı batıldan ayırdedenlerin en hayırlısıdır». ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

6.57 - De ki; «Ben Rabbimden gelen kesin bir delile dayanıyorum, siz ise onu yalanladınız. Bir an once gercekleşmesini istediğiniz azap da benim yetkimde değildir. Egemenlik, Allah'ın tekelindedir. O gerceği acıklar ve O ayırd edici hukmu verenlerin en hayırlısıdır.» ( Fizilalil Kuran Meali )

6.57 - Say: for me, I (work) on a clear sign from my Lord, but ye reject him. What ye would see hastened, is not in my power. The command rests with none but Allah: he declares the truth, and he is the best of judges. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

6.57 - Say: I am (relying) on clear proof from my Lord, while ye deny Him. I have not that for which ye are impatient. The decision is for Allah only. He telleth the truth and He is the Best of Deciders. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

6.57 - Say: for me, I (work) on a clear sign from my Lord, but ye reject him. What ye would see hastened, is not in my power. The command rests with none but Allah: he declares the truth, and he is the best of judges. ( Abdullah Yusuf Ali )

6.57 - Say thou: verily stand upon an evidence from my Lord, and ye belie it; not with me is that which ye fain would hasten on. The judgement is not but of Allah. He counteth the truth, and He is the Best of deciders. ( Abdul Majid Daryabadi )

6.57 - Say, 'Surely, I take my stand upon clear guidance from my Lord while you have cried lies to it. I have no power over that (punishment) which you seek to hasten before its (fixed time. The judgment rests with none but Allah. He declares the true judgment and He is the Best of deciders (as to whom, when and how to punish).' ( Amatul Rahman Omar )

6.57 - Say: "Behold, I take my stand on a clear evidence from my Sustainer-and (so) it is to Him that you are giving the lie! Not in my power is that which (in your ignorance) you so hastily demand: judgment rests with none but God. He shall declare the truth, since it is He who is the best judge between truth and falsehood." ( Mohammad Asad )

6.57 - Say: I am (relying) on clear proof from my Lord, while ye deny Him. I have not that for which ye are impatient. The decision is for Allah only. He telleth the truth and He is the Best of Deciders. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

6.57 - "Say: Surely I have manifest proof from my Lord and youcall it a lie; I have not with me that which you would hasten; thet judgment is only Allah's; He relates the truth and He is the bestof deciders." ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

6.57 - SAY: "I am (looking) for evidence from my Lord while you have rejected it. I do not have what you are trying to hurry up; discretion lies only with God. He relates the Truth and is the best Decider." ( Thomas B Irving )


----- 6 - Enam suresi 108. ayet (Genel: 6 - İniş: 55 - Alfbetik: 20) -----

(٦-١٠٨)
وَلَا تَسُبُّوا الَّذٖينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَيَسُبُّوا اللّٰهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ كَذٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ اُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ اِلٰى رَبِّهِمْ مَرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

6.108 - Ve la tesubbullezine yed'une min dunillahi feyesubbullahe advem biğayri ılm, kezalike zeyyenna likulli ummetin amelehum summe ila rabbihim merciuhum feyunebbiuhum bima kanu yağmelun. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

6.108 - Onların, Allah'ı bırakıp tapındıklarına sovmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah'a soverler. Boylece her ummete yaptıklarını suslu gosterdik. Sonra donuşleri ancak Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir. ( Diyanet Meali )

6.108 - Maamafih onların Allahdan beride taptıklarına sebb de etmeyin ki cehaletle tecavuz ederek Allaha sebbetmesinler; her ummete boyle amellerini tezyin etmişizdir, sonra ise hep donup Allaha varacaklar, o vakıt kendilerine temamen haber verecek ne yapıyorlardı ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

6.108 - Allah'tan başkasına tapanlara sovmeyiniz. Sonra onlar da bilmeksizin Allah Teala'ya duşmanlıkla soverler. Oylece her ummete amellerini tezyin etmişizdir. Sonra donuşleri Rablerinedir. Artık onlara ne yapar olduklarını haber verecektir. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

6.108 - Allahdanbaşkasını (Tanrı edinerek) cağıranlara sovmeyin. Sonra onlar da haddi aşarak nadanlıkta Allaha soverler. Biz her ummetin yapdıklarını (kendilerine) oylece hoş gosterdik. Sonunda, donuşleri yalınız Rablerinedir. Artık O, ne yapıyor idiyseler kendilerine haber verecekdir. ( Hasan Basri Cantay Meali )

6.108 - Allah'tan başka yalvarıp yakardıklarına (taptıklarına) sovmeyin; sonra onlar da haddi aşarak bilmeksizin Allah'a soverler. İşte boyle, biz her ummete yaptıklarını suslu (cekici) gosterdik, sonra onların son varışları Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını onlara haber verecektir. ( Ali Bulac Meali )

6.108 - Allah'tan başkasını ilah edinip (onlara) tapanlara sovmeyin, sonra onlar da bilgisizce sınırı aşıp Allah'a soverler. Her ummete amelini boylece suslemişizdir. (Hepsinin de) donuşu Rablarınadır; o zaman neler işlediklerini onlara bir bir haber verecektir. ( Celal Yıldırım Meali )

6.108 - Onların Allahtan başka yalvarıp sığındıkları (varlıklar)a sovmeyin ki onlar da kin ve cehaletten dolayı Allaha sovmesinler: zira Biz her topluma kendi yaptıklarını guzel gosterdik. (Ama) zaman geldiğinde onlar Rablerine doneceklerdir: O zaman Allah onlara butun yaptıklarını (en doğru şekilde) anlatacaktır. ( Muhammed Esed Meali )

6.108 - Muşriklerin Allah'danbaşka taptıkları putlara sovmeyin ki, onlar cehaletle tecavuz ederek Allah'a sovmesinler. Her ummete, boylece amellerini suslemişizdir. Sonunda donuşleri Rablerinedir. O vakit, kendilerine, ne yapıyor olduklarını haber verecektir. ( Ali Fikri Yavuz Meali )

6.108 - (Onların) Allah'tan başka yalvardıklarına sovmeyin ki, onlar da bilmeyerek taşkınlıkla Allah'a sovmesinler! Biz, her ummete yaptıkları işi boyle suslu gosterdik; sonunda donuşleri Rablerinedir. O, onlara ne yaptıklarını haber verecektir. ( Suleyman Ateş Meali )

6.108 - Onların Allah dışında dua ettiklerine/cağrıda bulunduklarına sovmeyin. Yoksa onlar da duşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a soverler. Biz her ummete yaptığı işi bu şekilde suslu gosterdik. Sonra hepsinin donuşu Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir. ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

6.108 - Onların Allah'tan başka yalvardıkları tanrılarına hakaret etmeyin ki, onlar da cahillik ederek hadlerini aşıp Allah'a hakaret etmesinler. Boylece her ummete, yaptıkları işi guzel gosterdik. Sonra donuşleri yalnız O'na olacak ve O da yaptıklarını kendilerine bir bir bildirip karşılığını verecektir. ( Suat Yıldırım Meali )

6.108 - Allah'tan başka cağırıp dua ettikleri şeylere sovmeyin ki sonra bilgisizlikle onlar da Allah'a soverler. İşte biz, boylece her topluluğa, yaptıklarını susleyip guzel gosterdik, sonra da donup varacakları yer, Rablerinin tapısıdır ve o da, ne yaptıklarını bildirir onlara. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

6.108 - Muşriklerin, Allah'tan başka yalvardıklarına sovmeyin ki, onlar da taşkınlık ederek cahilce Allah'a sovmesinler. Her toplumun yaptığını boyle suslemişizdir. Sonra Rab'lerine dondurulurler de, O, kendilerine ne yaptıklarını haber verir. ( Şaban Piriş Meali )

6.108 - Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sovmeyin; sonra onlar da bilgisizce, duşmanca Allah'a soverler. Boylece biz her ummete kendi işlerini cazip gosterdik. Sonunda donuşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir. ( Diyanet Vakfı Meali )

6.108 - Buna rağmen onların Allah'tan başka taptıklarına sovmeyin ki, onlar da cahillikle Allah'a sovmesinler. Her millete yaptıklarını boyle guzel gostermişizdir. Sonra hep donup Allah'a varacaklar. O zaman O, kendilerine ne yaptıklarını tamamen haber verecek. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

6.108 - Onların Allah'tan başka yalvardıklarına sovmeyin ki, onlar da bilmeyerek sınırı aşıp Allah'a sovmesinler. Biz, her ummete yaptıkları işi boyle suslu gosterdik. Sonunda donuşleri Rablerinedir. O, onlara ne yaptıklarını haber verir. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

6.108 - Onların Allah dışında yalvardıkları putlara sovmeyiniz ki, şaşkınlığa kapılarak korukorune Allah'a sovmesinler. Boylece her ummete davranış ve tutumlarını cazip gosterdik. Sonunda donuşleri Rabblerinedir, O onlara yaptıklarının icyuzunu bildirir. ( Fizilalil Kuran Meali )

6.108 - Revile not ye those whom they call upon besides Allah, lest they out of spite revile Allah in their ignorance. Thus have we made alluring to each people its own doings. In the end will they return to their Lord, and we shall then tell them the truth of all that they did. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

6.108 - Revile not those unto whom they pray beside Allah lest they wrongfully revile Allah through ignorance. Thus unto every nation have We made their deed seem fair. Then unto their Lord is their return, and He will tell them what they used to do. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

6.108 - Revile not ye those whom they call upon besides Allah, lest they out of spite revile Allah in their ignorance. Thus have we made alluring to each people its own doings. In the end will they return to their Lord, and we shall then tell them the truth of all that they did. ( Abdullah Yusuf Ali )

6.108 - Revile not those whom they invoke besides Allah, lest they may spitefully revile Allah without knowledge. Thus fair-seeming unto every community We have made their work. Then unto their Lord is their return, and then He will declare unto them that which they were wont to work. ( Abdul Majid Daryabadi )

6.108 - Do not revile those whom they call upon besides Allah, lest they should revile Allah transgressingly (and) through lack of knowledge. Just We made their deeds fair-seeming to them so have We made to each people fairseeming what they do. Then to their Lord is their return, so He will inform them as to what they have been doing. ( Amatul Rahman Omar )

6.108 - But do not revile those (beings) whom they invoke instead of God, lest they revile God out of spite, and in ignorance: for, goodly indeed have We made their own doings appear unto every community In time, (however,) unto their Sustainer they must return: and then He will make them (truly) understand all that they were doing. ( Mohammad Asad )

6.108 - Revile not those unto whom they pray beside Allah lest they wrongfully revile Allah through ignorance. Thus unto every nation have We made their deed seem fair. Then unto their Lord is their return, and He will tell them what they used to do. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

6.108 - "And do not abuse those whom they call upon besidesAllah, lest exceeding the limits they should abuse Allah out ofignorance. Thus have We made fair seeming to every peopletheir deeds; then to their Lord shall be their return, so He willinform them of what they did." ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

6.108 - Do not insult those they appeal to instead of to God, lest they insult God as an enemy without even realizing it. Thus We have made their action seem attractive to every nation; then their return shall be to their Lord, so He may notify them about how they have been acting. ( Thomas B Irving )


----- 6 - Enam suresi 114. ayet (Genel: 6 - İniş: 55 - Alfbetik: 20) -----

(٦-١١٤)
اَفَغَيْرَ اللّٰهِ اَبْتَغٖى حَكَمًا وَهُوَ الَّذٖى اَنْزَلَ اِلَيْكُمُ الْكِتَابَ مُفَصَّلًا وَالَّذٖينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْلَمُونَ اَنَّهُ مُنَزَّلٌ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرٖينَ

6.114 - Efeğayrallahi ebteği hakemev ve huvellezi enzele ileykumul kitabe mufassala, vellezine ateynahumul kitabe yağlemune ennehu munezzelum mir rabbike bil haggı fela tekunenne minel mumterin. ( Kuranı Kerim Turkce okunuş )

6.114 - "Size Kitab'ı (Kur'an'ı) hak olarak indiren O iken ben Allah'tan başka bir hakem mi arayacağım?" (de). Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O halde, sakın şuphecilerden olma. ( Diyanet Meali )

6.114 - Şimdi de: Allah size mufasselen kitab indirmiş iken ben Allahtan başkasını mı hakem istiyeceğim? kendilerine kitab verdiklerimiz de bilirler ki o temamiyle hakk olarak senin rabbından indirilmiştir, sakın şubhelenenlerden olma ( Elmalılı Hamdi Yazır Meali )

6.114 - Allah Teala'dan başka hakem ister miyim ki o, size kitabı mufassalan indirmiş olan zattır. Ve kendilerine kitap verdiklerimiz bilirler ki, o şuphesiz Rabbin tarafından hak olarak indirilmiştir. Artık sakın şupheye duşmuş olanlardan olma. ( Omer Nasuhi Bilmen Meali )

6.114 - (Habibim, de ki:) «O, size o kitabı (kendinde hak ile baatıl tamamen) acıklanmış (ayırd edilmiş) bir halde indirmişken (benimle sizin aranızda tutub da) Allahdanbaşka bir hakem mi arayacak mışım»? Kendilerine kitab verdiğimiz o kimseler de bilirler ki o (Kur'an) hic şubhesiz Rabbinden hak olarak indirilmişdir. Oyle ise sakın şupheye duşenlerden olma. ( Hasan Basri Cantay Meali )

6.114 - Allah'tan başka bir hakem mi arıyayım? Oysa O, size Kitabı acıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, bunun gercekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. ( Ali Bulac Meali )

6.114 - Allah size kitabı bolum bolum (yeterince) acıklanmış bicimde indirmişken, O'ndan başkasını mı hakem isteyeyim ? Kendilerine (daha once) kitap verdiklerimiz bilirler ki, O (Kur'an) elbette hak olarak Rabbından indirilmiştir. Artık sen şuphelenenlerden olma ! ( Celal Yıldırım Meali )

6.114 - sen onlara (de ki:) "Hakikati apacık ortaya koyan bu ilahi kelamı size indiren O iken, (neyin doğru neyin yanlış olduğu konusundaki) hukum icin Ondan başkasını mı arayacağım?" Ve kendilerine daha once vahiy bahşettiklerimiz bilirler ki bu (vahiy) de Rabbin tarafından safha safha indirilmiştir. Oyleyse şuphe edenlerden olmayın, ( Muhammed Esed Meali )

6.114 - Ey Rasulum, de ki: "- Sizinle aramızı ayırdeden Allah'danbaşka bir hakem mi ararım? Size, ayrıntılı olarak (icinde hak ile batıl belirlenmiş Kur'an) Kitabı indiren O'dur. Kendilerine kitab verdiğimiz o Yahudi ve Hristiyan alimleri de şuphesiz bilirler ki, bu Kur'an, Rabbinden hak olarak indirilmiştir. Oyle ise, sakın şuphe edenlerden olma... ( Ali Fikri Yavuz Meali )

6.114 - Allah, size Kitabı acıklanmış olarak indirmiş iken O'ndan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, O(Kur'a)nın, gercekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler, hic kuşkulananlardan olma. ( Suleyman Ateş Meali )

6.114 - Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya duşenlerden olma. ( Yaşar Nuri Ozturk Meali )

6.114 - De ki: "Allah size o kitabı, icinde hak ile batıl birbirinden ayırt edilmiş tarzda acıklanmış olarak indirmişken,sizinle aramızdaki davayı hukme bağlamak icin Allah'tan başka bir hakem mi arayacak mışım? Kendilerine daha once kitap verdiğimiz kimseler de bilirler ki, bu kitap gercekten Rabbin tarafından indirilmiştir. Sakın bundan şuphen olmasın! ( Suat Yıldırım Meali )

6.114 - Allah'tan başka bir hakem mi arayayım ki size, her muhtac olduğunuz şeyi bildirip acıklayan kitabı, o indirmiştir. Kendilerine kitap verilenler de bilirler ki o, senin Rabbin tarafından gercek olarak indirilmiş bir kitaptır; artık şuphe edenlerden olma. ( Abdulbaki Golpınarlı Meali )

6.114 - O, size kitabı ayrıntılı olarak indirmişken Allah'tan başka bir hakem mi arayacağım? Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Onun Rabbin tarafından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şuphe edenlerden olma! ( Şaban Piriş Meali )

6.114 - (De ki): Allah'danbaşka bir hakem mi arayacağım? Halbuki size Kitab'ı acık olarak indiren O'dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kur'an'ın gercekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şupheye duşenlerden olma! ( Diyanet Vakfı Meali )

6.114 - Şimdi de Allah size kitabı, icinde herşey inceden inceye acıklanmış olarak gondermişken Allah'tan başkasını mı hakem isteyeceğim? Kendilerine kitap verdiklerimiz de bilirler ki, o tamamıyla gercek olarak Rabbin tarafından indirilmiştir. Sakın şuphelenenlerden olma! ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 )

6.114 - Allah, size Kitab'ı (Kur'an'ı) acıklanmış olarak indirdiği halde, ondan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine kitap verdiklerimiz, o Kur'an'ın, gercekten Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O halde sakın şuphe edenlerden olma. ( Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 )

6.114 - Allah size ayrıntılı acıklamalar iceren kitabı indirmişken ben O'nun dışında bir hakeme mi başvurayım? Kendilerine kitap verdiklerimiz, Kur'an'ın gerceğe dayalı olarak Allah tarafından indirildiğini bilirler. O halde sakın kuşkuya kapılanlardan olma. ( Fizilalil Kuran Meali )

6.114 - Say: shall I seek for judge other than Allah? when he it is who hath sent unto you the book, explained in detail. They know full well, to whom we have given the book, that it hath been sent down from thy Lord in truth. Never be then of those who doubt. ( Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) )

6.114 - Shall I seek other than Allah for judge, when He it is Who hath revealed unto you (this) Scripture, fully explained? Those unto whom We gave the Scripture (aforetime) know that it is revealed from thy Lord in truth. So be not thou (O Muhammad) of the waverers. ( Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) )

6.114 - Say: shall I seek for judge other than Allah? when he it is who hath sent unto you the book, explained in detail. They know full well, to whom we have given the book, that it hath been sent down from thy Lord in truth. Never be then of those who doubt. ( Abdullah Yusuf Ali )

6.114 - Say thou: shall I then seek as judge other than Allah, when it is He who hath sent down toward you the Book detailed? And those whom We vouchsafed the book know that it hath been revealed by thy Lord in truth; so be thou not of the doubters. ( Abdul Majid Daryabadi )

6.114 - (Say,) 'What! shall I seek for a judge (to decide between us) other than Allah, when it is He, Who has revealed to you this perfect Book clearly explained?' And those to whom We have given this Book know that it is revealed by your Lord with all the requirements of truth and wisdom, so be not of the disputers. ( Amatul Rahman Omar )

6.114 - (say thou:) "Am I, then, to look unto anyone but God for judgment (as to what is right and wrong), when it is He who has bestowed upon you from on high this divine writ, clearly spelling out the truth?" And those unto whom We have vouchsafed revelation aforetime know that this one, too, has been bestowed from on high, step by step, by thy Sustainer. Be not, then, among the doubters- ( Mohammad Asad )

6.114 - Shall I seek other than Allah for judge, when He it is Who hath revealed unto you (this) Scripture, fully explained? Those unto whom We gave the Scripture (aforetime) know that it is revealed from thy Lord in truth. So be not thou (O Muhammad) of the waverers. ( Mohammad Marmaduke Pickthall )

6.114 - "Shall I then seek a judge other than Allah? And He it isWho has revealed to you the Book (which is) made plain; andthose whom We have given the Book know that it is revealed byyour Lord with truth, therefore you should not be of the disputers." ( Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) )

6.114 - Should I crave someone besides God to settle matters? He is the One Who has sent the Book down to you to set things forth in detail. Those whom We have given the Book recognize that it has been sent down from your Lord with the Truth, so do not be a doubter. ( Thomas B Irving )

MÜXTƏLİF DİLLƏRDƏKİ QURAN AYƏLƏRİNDƏ "LƏ İLAHƏ İLLƏLLAH" - ƏN ALİ TÖVHİD KƏLAMININ OTUZA YAXIN TƏRCÜMƏLƏRİNDƏ HƏMİN İFADƏNİN VERİLMƏSİ. bUNLARIN HEÇ BİRİNDƏ "LƏ İLAHƏ İLLƏLLAH" sözü "Allahdan başqa ibadətə layiq haqq məbud yoxdur!" kimi tərcümə edilməyib! Mən belə əlavəni ("ibadətə layiq haqq məbud") Qurana iftira və bidət sayıram. Amma bununla demək istəmirəm ki, məlumatsız və naşi insanlara izah etmək və başa salmaq üçün onlardan istifadə etmək mümkündür. Lakin bu, Allahın həmin kəlamının Azərbaycan dilinə tərcüməsi kimi başa düşülməməlidir! F.S.

Комментарии

Популярные сообщения из этого блога

Глава четвертая Служба пограничных нарядов

Наставление по охране государственной границы (пограничный наряд)

Глава вторая Основы охраны государственной границы пограничными нарядами